bugün

sen hiç sensiz kalmadın ki

+sensizliğin acısını sen nereden bileceksin?
-sebep?
+sen hiç sensiz kalmadın ki?
-yanılıyosun, "kendimi kaybettiğim" zamanlar da olmuyor değil, buna diyeceksin?
+hayır, bu olsa olsa gecici bir sarhoşluktur, temelde sen yine sensindir, ayrılamazsın kendinden, bilemezsin o acıyı.
-nerden biliyorsun, acı değil belki de mutluluktur; bensiz kalabilmem.
+neden?
-bilmem, ruh sıkıntısı diyelim...
+ne garip, benim en büyük ıstırabım; senin mutluluğun demek ki...
-maalesef.
+sadet? dönecek misin bana?
-hala istiyor musun beni?
+tahmin bile edemezsin sensizliğin acısını,
-en basa donmeyelim tekrar, lütfen..
+peki peki tamam...geliyor musun?
-kendime geleyim önce, sonra ,,, belki olabilir..
+mutlu musun?
-çelişeceğim soylediklerimle ama hayır...ya sen?
+'mut' u kaybettim senden sonra.
- değişmemişsin hiç,en efkarlı olduğun zamanlarda bile kelimelerle oynamaktan keyif alıyorsun.
+senden sonra tek panzehirim oldu kelimeler, baska türlü dayanamazdım yokluğuna..
-beni cok büyütmüssün gözünde, ben sana hüzünden baska birşey vermedim ki..
+olsun,illa mutsuz olunacaksa , gel beraber mutsuz olalım..
-ne faydası olacak ki bunun?
+ne zararı olacak?
-inatçılığın da hiç değişmemiş..
+senin de.
-biraz zaman ver bana...
+peki, sen bilirsin, cok bekletme ama.
-söz veremem...sonra kırılma bana..
+kırılacak 'tamım' kalmadı artık..
-?????
+gel, yaralarımı sar...
-konuşmayalım bir daha, yazalım sadece, bu daha az yıpratır bizi.
+tamam, yazışmak üzere o zaman..
-hoşçakal...
-hoşkal...