bugün

gazze şeridi

Gazze Şeridi'ne ablukanın tarihi arka planı...

Gazze Şeridi'ni, kimilerine göre dünyanın en büyük mülteci kampı, kimilerine göre de dünyanın en büyük açık hapishanesi haline getiren sürecin yaklaşık altmış yıllık bir tarihçesi var.
Bir Gazzeli ve yardım malzemesi

Gazze Şeridi'nde bir buçuk milyon Filistinli israil ablukası altında yaşıyor

Bu süreç, bir yandan yeni Yahudi devleti israil'in kuruluş öyküsü, diğer yandan da Filistinlilerin topraklarından edilme ve kendi topraklarında mülteci haline düşmelerinin tarihçesi.

Daha somut olarak altmış yıllık olan bu tarihi, nüveleri itibariyle, yaklaşık bir buçuk asır geriye götürmek mümkün.

Siyonist Yahudiler, o zamanlar Filistin olarak tanımlanan topraklarda devlet kurma çalışmalarına 19. yüzyılın ikinci yarısında başladı.

Kendi ifadeleriyle "Vaadedilmiş Topraklar"da, devlet kurma çalışmalarının tohumu ingiltere'de atıldı. 1870'den itibaren Yahudiler bu topraklarda tarımsal yerleşim merkezleri kurmaya başladı.

Siyonistler 1896'ya kadar, "Eretz-israil" olarak da andıkları topraklarda on yedi tarım kolonisi kurdu.

Yirminci yüzyılda daha da hızlanan bu yerleşim süreci, bölgede gerilim ve şiddetin kapısını açan başlıca unsur oldu.

ikinci Dünya Savaşı sonrası

ikinci Dünya Savaşı'nın müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaştı.

ingiltere Amerika'nın da yardımını aldıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletler'e götürüp, bu sorunun çözülmesini istedi.

BM, Kasım 1947'de Filistin'in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi.

Yahudiler bu kararı kabul ederken Araplar reddetti. Kudüs şehrine ise BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı.

Bu da Arapları tatmin etmedi ve Yahudilerle Filistinliler arasındaki gerilim silahlı düzeye taşındı.

Filistinliler için acı anılarla dolu olan, yüz binlerce Filistinliyi mülteciliğe mahkum eden bir dönem, Yahudiler için bir kaç bin yıllık mülteciliğin sona erdiği dönemdi.

Bir topluluk olarak Yahudiler için belki de son iki bin yılın "en kutlu" dönemiydi bu.

Filistinliler evlerinden, topraklarından, sevdiklerinden olurken, Yahudiler israil devletinin kuruluşunu ilan ediyordu. Bu devletin kuruluşunun ilan edildiği gün 14 Mayıs 1948 günüydü.

Bir Yahudi devletinin ilanına ilişkin aylar süren tartışmalar ve gerilimin ardından Yahudi liderler nihai adımı atmaya karar vermişti.

Yeni devletin kuruluşu şu sözlerle ilan edildi:

"Eretz-israil'in, Yahudi halkının ve Siyonist hareketin temsilcisi olan Halk Konseyi'nin üyeleri olarak, Eretz-israil üzerinde ingiliz mandasının sona erdiği günde bir araya gelmiş bulunuyoruz. Doğal ve tarihi haklarımız ışığında ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararı doğrultusunda Eretz-israil'de bir Yahudi devletinin kuruluşunu ilan ediyoruz. Bu devletin adı israil olacaktır."

14 Mayıs 1948'de BM paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından israil Devleti'nin kuruluşu ilan edildi.

Bu ilandan 24 saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek israil topraklarına girdiler.

1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde israil ile onunla savaşan Arap ülkelerinin Irak hariç her biri arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı.

israil'in Filistinliler ile olan gerginliği ise hala sürüyor.

Günümüzdeki manzara

Bugün Gazze Şeridi, israil ablukası altında. Yaklaşık bir buçuk milyon kişi günlük hayatlarını büyük zorluklar altında geçiriyor.

israil, ablukanın gerekçesi olarak, Gazze Şeridi'ndeki Hamas hakimiyetini ve bölgeden Yahudi yerleşimleri ve israil topraklarına atılan roketleri gösteriyor.

Karşıtları ise israil'in bu gerekçesinin bir bahaneden ibaret olduğu kanısında.

Dünyanın hemen her kesiminden ablukanın kaldırılması yönünde talepler geliyor ancak henüz bu yönde atılmış somut bir adım yok.

Kimi yorumcular bu belirsizliğin sürmesi halinde, sorunun faturasının daha da büyüyeceği kanısında.

http://www.bbc.co.uk/turkce/