bugün

full metal jacket

her türde unutulmaz filmlerin altına imzasını atmış kubrick'in antimilitarist savaş filmi. filmi birkaç bölümde incelemekte fayda var.
--spoiler--
1. Eğitim: Bu bölümde askerlerin nasıl eğitildiği anlatılır. Jenerik savaşa gidecek askerlerin şaşkın, korkulu, dalgın, umursamaz vs. ifadelerle berber koltuğunda otururlarken saçlarının kazınmasıyla başlar. Daha sonra askerlerin çok sert, onları aşağılayan bir eğitim sürecinden geçerek birer katil olarak yetiştirilmesi gösterilir. Eğitim komutanı her fırsatta askerlerin karakterlerini ve kişiliklerini yok ederek onları birer katile dönüştürmeye çalışmaktadır. Bu durum ordu sizin robot olmanızı istemiyor, katil olmanızı istiyor sözleriyle de vurgulanır. Askerlere silahlarına övgü niteliğindeki şarkılar, dualar öğretiliyor. Bol bol küfürle askerlere ailelerine değil orduya bağlı oldukları, artık insan değil ordunun malı oldukları hissettiriliyor. Bu bölüm özellikle Vincent D'onforio üzerine kurulu. D'onforio'nun canlandırdığı karakter kilolu, saf, öğrenmekte zorluk çeken bir karakter ve komutan tarafından ciddi bir biçimde aşağılanıyor. Bir zaman sonra komutan onun sorumluluğunu Joker (matthew modine)'e bırakıyor. Daha sonra ise D'onforio'nun yaptığı her hata nedeniyle tüm askerleri cezalandırıyor. Sonunda D'onforio'yu cezalandırmak ve belki de daha çok ondan sinirlerini çıkarmak isteyen askerler bir gece havluya sardıkları sabunlarla onu dövüyorlar. Bu olaydan sonra zaten psikolojisi bozuk olan D'onforio bir değişime giriyor. Hiçbir şeyi yapamayan asker olmaktan çıkıp diğerlerinin seviyesine yetişiyor ve atıştaki başarısıyla da tam bir katile dönüşüyor. Eğitimin sonunda ise piyade alayına dağıtımı yapılıyor. Fakat tüm bu süre içerisinde askerlerin içinde en saf ve en insancıl olan D'onforio insani özelliklerini kaybettiğinden akıl sağlığını da yitiriyor ve önce eğitim komutanını sonrasında ise kendini vuruyor. Joker ise ordu gazetesine seçiliyor.
Bu bölümde askerlerin marş okudukları sahneler, diğer askerlerin D'onforio'yu dövdügü sahne, D'onforio donut yediği için diğer askerlere verilen şınav cezası ve tabii ki bu bölümün final sahnesi olan tuvaletteki intihar sahnesi oldukça etkileyici. Bu tarz bir eğitimin bir insanı ne hale getirebileceğini çok başarılı bir şekilde anlatıyor. Ayrıca bu bölümde filmin ana karakteri Joker'in de savaş karşıtı, insancıl ve iyi eğitimli biri olduğu da vurgulanıyor. Tuvalette klozetlerin arasında hiç bir bölme, ayrım vs olmadığı yani herkesin yanyana birbirini görerek tuvaleteni yaptığının, askerlerin yatağa yatma biçimlerinin bile belli bir düzene göre olduğunun altını çizen ayrıntılar oldukça başarılı. Ayrıca komutanın burada ırkçılık vs yok çünkü hepiniz bir bok çuvalısınız dedikten hemen sonra zenci bir askere snowball (türkçe'ye gündüz feneri olarak çevrilmiş) lakabını takması gözlerden kaçmıyor.
2. Ordu Gazetesi: Bu bölümde Joker artık ordu gazetesindedir. Diğer askerler cephede savaşırken onlar daha rahat bir konumdadır. Burada ordu gazetesinde haberlerin nasıl çarpıtıldığı, nasıl yalan haberler verildiği anlatılırken bir yandan da cephe gerisinde yer alan askerler için savaşmanın ne kadar kolay olduğu, onlara her şeyin çok kolay görülduğu vurgulanır. Burada askerler sık sık çatışmaya girmek istediklerini artık cephede yer almak istediklerini söylerler. Bu bölümde ayrıca Joker'in barışçıl ve dürüst karakteri de biraz daha ayrıntılı bir biçimde vurgulanır. Sonunda beklenmedik saldırılarla ABD büyük güç kaybeder ve Joker cepheye gönderilir.
2B - 3A: Bu bölüm aslında ikinci bölümle üçüncü bölüm arasında bir geçiş olduğu için böyle bir isim verdim. Joker yanındaki fotoğrafçı arkadaşıyla birlikte cepheye gider. Kafasında Born to Kill (öldürmek için doğdu) yazan bir miğfer ve göğsünde barış işareti taşımaktadır. Eğitim bölüğünden arkadaşı cowboy'u aramakta bir yandan da haber toplamaktadır. Bu bölümde askerler için basında yer alacak olmanın nasıl çocukça bir sevinçle karşılandığı görülür. Joker sonunda Cowboy'un abazanlar diye adlandırılan timine girer. Filmin bu bölümünde özellikle askerlerin Vietnam savaşına bakış açıları gözler önüne serilir. Kimileri tüm Vietnamlılar'ı kadın çocuk farketmeden öldürmekten zevk almaktadır, kimileri neden savaşta olduklarını anlamamaktadır, kimileri Vietnamlılar'ın onların özgürlük vaatlerini kabul etmedikleri için öldürüldüğünü düşünmektedir. Aslında kimse orada ne işi olduğunu bilmemektedir. Bu bölümde özellikle "Piç Ayı'nın sözleri çok önemlidir. Zaten hakim görüşün dayatmalarına kanmayan, sert mizaçlı bir karakterdir "Piç Ayı". Tüm sertliğinin altında en acı gerçekleri vurgulayan karakterdir. ileriki bölümlerde de mantığıyla değil insani duygularıyla hareket edecektir. Cephede fakat ufak düzeyde çatışma ile geçen ve daha çok askerlerin savaşa bakışını anlatan bu bölüm grubun öncü birlik olarak göreve gönderilmesiyle son bulur.
Bu bölümün önemli sahneleri öldürdüğü Vietnamlı ile fotoğraf çektiren Crazy Earl ve onun bu sırada söyledikleridir: "these are great days we're living, bros. we are jolly green giants, walking the earth with guns. these people we wasted here today are the finest human beings we will ever know. after we rotate back to the world, we're gonna miss not having anyone around that's worth shooting.", Joker'in kendisine neden barış rozeti takıyorsunoysa kafandaki miğferde öldürmek için doğdu yazıyor diyen albayla konuşması ve askerlerin röportajları...
3. Filmin son bölümü. Burada savaşın ve çatışmanın tüm felaketleriyle yüzyüze kalıyoruz. Tim öncü birlik olarak ilerlerken komutan bubi tuzağında ölüyor. Tim komutanlığını Cowboy devralıyor. Bu sırada yanlışlıkla rotalarından kaybolup yön değiştirmek zorunda kalıyorlar. Önden ilerleyen Eightball bir sniper tarafından vuruluyor. Önce karşılarındaki binada kaç kişi olduğunu tahmin edemiyorlar ve tank yardımı istiyorlar. Tank yardımı gelmeyince Cowboy geri çekilmeye karar veriyor fakat doktor Eightball'u orada bırakmaya razı olmuyor ve onu bulunduğu yerden almak için ilerlerken o da vuruluyor. Bunun üzerine geri döneceklerken bu kez Piç Ayı arkadaşlarını bırakmaya razı olmuyor ve oraya koşuyor. Bu sırada binada sadece bir tane sniper'ın bulunduğunu anlıyor. Tüm tim onun yanına ilerliyor fakat Cowboy yardım için telsizle görüşürken vurulup ölüyor. Ekip intikam almaya karar veriyor ve binaya giriyor. Burada Joker sniper'ı tam vuracakken silahı tutukluk yapıyor fakat fotoğrafçı yardımına yetişiyor ve sniper'ı öldürüyorlar. Sniper'ın genç bir kadın olduğu anlaşılıyor. Burada genç kızın ölmek üzereyken beni vurun, beni vurun şeklindeki sayıklamaları insanın yüreğine işliyor. Askerlerden birisi ise bu duruma "bu kız için artık fik fik yok" şeklinde bir yorumda bulunuyor. Joker kızı böyle bırakamayacaklarını söylerken, Piç Ayı bırakın farelere yem olsun diyor. Sonunda kızın sayıklamaları arasında Joker onu öldürüyor. Bu sahnede Joker tetiğe basarken miğferindeki "Born to kill" yazısı ve göğsündeki barış işareti izleyicinin gözüne sokuluyor.
Film joker'in cephede ilerlerkenki düşünceleriyle son buluyor. bu kısımda Kubrick bu acıları yaşayanların, bu olaylara şahit olanların, insanlıktan çıkıp katil olarak yetiştirilenlerin savaştan sonra toplumun arasına karışacağını vurguluyor. Film boyunca gördüklerimiz insana bu insanların geri döndüklerinde yaşayacakları ve yaşatacakları sorunları başarıyla hissettiriyor.
--spoiler--