bugün
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı12
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- bimde çalışanda akıl var mı16
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri15
- okan buruk14
- sudekiray13
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı128
- fenerbahçe taraftarı18
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- mert hakan yandaş9
- jose mourinho14
- aranızda medyum olan var mı13
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı10
- sari renkli seker9
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- eve çağıran erko22
- anın görüntüsü27
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- metin arolat31
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- siber güvenlik başkanlığı9
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- kuresel ikinma'ya yetkili diyen zavallılar10
- gocu silik yesin kampanyası15
sanırım yıl 2002... öğle saatleri
bostancı sahilindeki büfelerden birinden yiyecek bişeyler almış, bi arkadaşımla beraber oturacak bank arıyoruz.
boş bir tane buluyoruz. tam oturacakken bankın hemen yanında yere çömelmiş yerdeki kumlarla oynayan 5 yaşlarında bir çocuk farkediyoruz.
sevimli mi sevimli... erkek çocuğu... yüzüne birkaç beden büyük geldiğini düşündüğünüz gözleri var... kömür karası... saçları sarıya çalık... bir burun var çocukta, estetisyene milyarlarlar bayılsanız öyle minik, öyle kalkık olmaz... dudaklar kiraz rengi... çocuk neticesinde yaa, hangisine çirkin diyebiliriz ki zaten...
yanına doğru yaklaşıyoruz. bizi fakedip hareketleri tuhaflaşıyor.
izin istiyoruz arkadaşımla oturmak için. panikliyor, rengi atıyor ama izin de veriyor. "yiyin yemeklerinizi peki" diyor...
ona da veriyoruz; "annem getirmeye gitti afiyet olsun" diyor. gururlu, onurlu, göz ucuyla dahi bakmıyor ne yediğimize...
o kadar minik ki...
aradan 5 dakika geçiyor. biz kayalıkların ardındaki denizi izleyip yemeklerimizi yerken, çocuğun sesiyle afallıyoruz: "anneeee daha bitmedimiii hadiiii acıktımmmm"
kalakalıyoruz... ve anne çıkageliyor. kayalıkların ardından. yanında bir adamla.. üstü başı dağılmış, yüzü kızarmış, kolunun bi yanı hafif morarmış.. elinde para sayıyor... adamsa...
bize bakmadan alıp çocuğu yavasça uzaklaşıyor. demin bizim yiyecek aldığımız büfeye gidiyor, dürüm alıyor... çocuk yiyor. o başını okşuyor...
biz mi??... ayağımdaki pahalı ayakkabılardan, anneme bağırdığım anlardan, cebimdeki paradan utanıyorum... gece rüyamda onlar için ağlıyorum...
bostancı sahilindeki büfelerden birinden yiyecek bişeyler almış, bi arkadaşımla beraber oturacak bank arıyoruz.
boş bir tane buluyoruz. tam oturacakken bankın hemen yanında yere çömelmiş yerdeki kumlarla oynayan 5 yaşlarında bir çocuk farkediyoruz.
sevimli mi sevimli... erkek çocuğu... yüzüne birkaç beden büyük geldiğini düşündüğünüz gözleri var... kömür karası... saçları sarıya çalık... bir burun var çocukta, estetisyene milyarlarlar bayılsanız öyle minik, öyle kalkık olmaz... dudaklar kiraz rengi... çocuk neticesinde yaa, hangisine çirkin diyebiliriz ki zaten...
yanına doğru yaklaşıyoruz. bizi fakedip hareketleri tuhaflaşıyor.
izin istiyoruz arkadaşımla oturmak için. panikliyor, rengi atıyor ama izin de veriyor. "yiyin yemeklerinizi peki" diyor...
ona da veriyoruz; "annem getirmeye gitti afiyet olsun" diyor. gururlu, onurlu, göz ucuyla dahi bakmıyor ne yediğimize...
o kadar minik ki...
aradan 5 dakika geçiyor. biz kayalıkların ardındaki denizi izleyip yemeklerimizi yerken, çocuğun sesiyle afallıyoruz: "anneeee daha bitmedimiii hadiiii acıktımmmm"
kalakalıyoruz... ve anne çıkageliyor. kayalıkların ardından. yanında bir adamla.. üstü başı dağılmış, yüzü kızarmış, kolunun bi yanı hafif morarmış.. elinde para sayıyor... adamsa...
bize bakmadan alıp çocuğu yavasça uzaklaşıyor. demin bizim yiyecek aldığımız büfeye gidiyor, dürüm alıyor... çocuk yiyor. o başını okşuyor...
biz mi??... ayağımdaki pahalı ayakkabılardan, anneme bağırdığım anlardan, cebimdeki paradan utanıyorum... gece rüyamda onlar için ağlıyorum...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar