bugün

geleneksel uskudar zirveleri 4

sonunda katılmayı başardığım üsküdar zirvesi olmuştur. ancak zaman darlığı ve de mesaiden gelip mesaiye gidecek olmam hasebi ile, istemeyerek siyah bir takım elbise giyinmek zorunda kalmışımdır, beyaz gömlek de hediyesi. sivilleşme adına yapabildiğim tek şey kravatımı çıkarıp cebime koymam olmuştur. önce patso civarında erkek erkeğe takılıp ardından da sahile doğru cinsiyet ayrımını ortadan kaldırmak için ilerlemiş bulunurken ayrılmayı düşünmüş, salla bugün de böyle geçsin mantığı ile katılımcı olmaya devam etmişimdir. ardından yıllarca bulunduğum üsküdarda henüz gitmeyi aklıma getiremediğim lunapark olayı çıkmıştır. arkadaşlar çarpışan otoya binerken içimden "durun lan bu benim hakkım. şimdi cebimden kravatı da çıkarırım ceketi de asarım bir yere, belediye otobüs şöförü gibi atlayıvereyim şu koltuğa" geçirdim ama dışarı vurmadım. gözüm langırt masalarına takılsa da katılımcı bulamadığım için oynayamadım*. oradan kız kulesi, manzara muhabbet derken bu muhabbetin içinde katılımcı yaş ortalamasını yükselten en önemli kişi olduğumu anladım.

birbirinden değerli genç arkadaşları tanıdık, polat alemdar lakabı kazandık, fth ile yasa dışı yayın yapılan mekanı gördük. daha ne olsun???

ama düşünüp tek cevabını bulamadığım şey, kız arkadaşların ayrılırken neden sadece bana eywallah demedikleri oldu. bunun cevabını hala bulamamakla birlikte, ikisinin de aynı harekette bulunmasını tesadüf olarak algılayamıyorum.**