bugün

aleksandr soljenitsın

Bu isim daima Sovyetler Birliğinde hayatını ya da özgürlüğünü kaybeden sözde milyonlarca insan üzerine kitaplar ve makalelerle bağlantılı oldu: Rus yazar Aleksandr Soljenitsin. Soljenitsin kapitalist dünyada 60'ların sonunda The Gulag Archipelago (Gulag Takımadaları) adlı kitabıyla ünlendi. Kendisi de 1946 yılında anti-Sovyet propaganda yaptığı için karşı-devrimci faaliyetten 8 yıl çalışma kampı cezası aldı. Soljenitsin'e göre, Sovyet hükümeti Hitler'le uzlaşma yolu bulsaydı ikinci Dünya Savaşında Nazi Almanyası'yla savaş önlenebilirdi. Sovyet hükümetini ve Stalin'i savaşın Sovyet halkına korkunç etkileri bakımından Hitler'den daha çok sorumlu olmakla suçladı. Nazilere duyduğu sempatiyi saklamadı. Bunun üzerine hain olarak mahkûm oldu.
Soljenitsin'in kitapları Sovyetler Birliğinde ilk kez Nikita Kruşçev'in izni ve desteğiyle 1962'de yayınlanmaya başladı. ilk kitabı bir mahkûmun hayatını anlattığı Ivan Denisoviç'in yaşamından bir gün oldu. Kruşçev Stalin'in sosyalist mirasıyla savaşmak için Soljenitsin'in metinlerini kullandı. 1970'te Gulag Takımadaları kitabıyla Nobel edebiyat ödülünü aldı. Kitabı kapitalist ülkelerde bolca dağıtılmaya başladı ve yazarı emperyalizmin Sovyetler Birliği sosyalizmiyle savaşımında en etkili araçlarından biri haline geldi. Çalışma kampları üzerine yazıları Sovyetler Birliği'nde ölen milyonlar hakkında propagandaya eklendi ve kapitalist medyada gerçeğin yansısı gibi sunuldu. 1974'te, Soljenitsin Sovyet vatandaşlığından ayrıldı ve önce isviçre'ye, ardından ABD'ye göçtü. Bu sırada, kapitalist basın tarafından en büyük özgürlük ve demokrasi savaşçısı kabul ediliyordu. Nazi sempatisi, sosyalizme karşı propaganda savaşını engellememesi için saklandı.
ABD'de, Soljenitsin sık sık önemli konferanslara katıldı. Örneğin, 1975'te AFL-CIO sendikası kongresinin en önemli konuşmacısıydı. 15 Temmuz 1975'te, Amerikan Senatosuna dünyanın durumuyla ilgili bir sunum yapmaya bile çağırıldı! Konuşmaları büyük şiddet ve kışkırtma içeriyor, en gerici konumların propagandasını yapıyordu. Örneğin, ABD'nin Vietnam'a yeniden saldırması için ajitasyon yapmaktan çekinmemiştir. Dahası: Portekiz'de kırk yıllık faşizmin ardından ordunun solcu subayları 1974'te bir halkçı devrim sonucunda iktidarı aldığında Soljenitsin Portekiz'e Amerikan'ın askeri müdahalesi için yaygaraya başladı, ona göre ABD müdahale etmezse bu ülke Varşova Paktı'na katılacaktı! Soljenitsin Potekiz'in Afrika kolonilerinin bağımsızlıklarının tanınmasına da hep karşı çıktı.
Açık ki Soljenitsin'in konuşmalarının temeli sosyalizme karşı sonu gelmez kirli savaştan ibarettir - iddiaları Sovyetler Birliği'nde idam edilen milyonlardan Kuzey Vietnam'da tutsak edilen ve köleleştirilen on binlerce Amerikalı hakkında masallara kadar varıyordu! Kuzey Vietnam'da Amerikalıların zorunlu çalışmaya tabi tutulduğu hakkında Soljenitsin'in fikirleri Rambo filmlerine ilham kaynağı oldu. ABD ile Sovyetler Birliği arasında barış lehinde yazmaya cesaret eden Amerikalı gazeteciler Soljenitsin tarafından potansiyel hain olarak ilan edildi. "Tank ve uçak bakımından ABD'den beş ya da yedi kat üstün" olduğunu iddia ettiği Sovyetler Birliği'yle baş edebilmek için silahlanmanın hızlandırılması propagandası yaptı. Hatta Sovyetler Birliği'nin elinde ABD'dekinin iki, üç hatta beş katı kadar atom bombası olduğunu savunuyordu. Soljenitsin&'in Sovyetler Birliği hakkında sözleri aşırı sağın görüşlerini temsil ediyordu. Fakat faşizme desteğinde daha da ileri gitti.
Franco'nun 1975'te ölümüyle, faşist ispanyol rejimi politik yapı üzerinde hâkimiyetini kaybetmeye başladı. 1976 başında da ispanya'da yaşanan olaylar dünya kamuoyunun ilgisini çekmeye başladı. Demokrasi ve özgürlük için grevler ve gösteriler oluyordu. Franco'nun ardılı kral Juan Carlos toplumsal kaynaşmayı yatıştırabilmek için ülkeyi yavaş yavaş liberalleştirmek zorunda kaldı.
ispanyol politik tarihinin bu en önemli anında, Aleksandr Soljenitsin Madrid'de ortaya çıktı ve 20 Mart cumartesi akşamı en çok televizyon izlenen saatte Directissimo adlı televizyon programında konuştu. Sorulacak soruları önceden bilen Soljenitsin, gerici açıklamaların her türlüsünü yapmak için bu kürsüyü kullandı. Amacı kralın sözde liberalleştirme uygulamalarını desteklemek değil, aksine demokratik reformlara karşı çıkmaktı. Televizyondaki röportajında, 110 milyon Rus'un sosyalizm yüzünden öldüğünü ilan etti ve "Sovyet halkının köleliğiyle ispanyolların özgürlüğünü" karşılaştırdı. "ilerici çevreleri", ispanya'da diktatörlükten başka bir şey görmeyen "ütopyacıları" da suçladı. "ilerici" derken demokratik muhalefette yer alan herkesi kastediyordu; liberal, sosyal-demokrat ya da komünist fark etmeksizin. "Geçen sonbahar" diyordu Soljenitsin "dünya kamuoyu ispanyol larin" [Franco rejiminin idama mahkûm ettiği ispanyol anti-faşistler] 'geleceğinden kaygılandı."ilerici kamuoyu her zaman, bir yandan eylemlere destek verirken diğer yandan politik reformlar talep ediyor. Hızlı bir demokratik reform isteyenler yarın ya da yarından sonra ne olacağını biliyorlar mı? ispanya yarın demokrasiyle tanışabilir ama yarından sonra demokrasinin totalitarizme dönüşmesini kim engelleyecek?" Gazeteciler bunun özgürlük karşıtı bir rejimi desteklediği anlamına gelip gelmediğini sorduklarında, Soljenitsin şöyle yanıtladı: "Özgürlüğün olmadığı tek bir yer biliyorum o da Rusya'dır." Soljenitsin'in televizyondaki açıklamaları ispanyol Faşizmine açık bir destekti, ki bu ideolojiyi halen savunmaktadır.
Aleksandr Soljenitsin, geleneksel tarzda bir faşist ve Çarcı, Franco ve Hitler sempatizanı. Sovyet ceza sistemi ve Sovyet insanının yaşamıyla ilgili dehşet tablolarının bir yaratıcısı olarak Batı'da uzun süre saygın bir "özgürlük savaşçısı" ve bir "edebiyat dehası" olarak göklere çıkarıldı. Soğuk savaş döneminde best-seller olan kitaplarını bugün kimse okumuyor.
Soljenitsin'in ABD'de 18 yıllık sürgünden sonra medya sahnesinde görülmemeye ve kapitalist hükümetlerden daha az destek bulmaya başlamasının nedenlerinden biri budur. Kapitalistler için Soljenitsin, Sosyalizme karşı kirli savaşlarında kullanacakları gökten zembille inmiş bir hediyeydi, fakat her şeyin bir sınırı var. Kapitalist yeni Rusya'daki politik gruplara Batı'nın desteğini belirleyen, bu grupların kanatları altında Rusya'da azami kâr getiren tatlı işlere girişip girişemeyecekleridir. Rusya'nın geleceğinde politik rejim olarak faşizm iş dünyası için faydalı görünmüyor. Bu yüzden Soljenitsin'in Rusya için politik programının Batı'dan destek bulma şansı yok. Soljenitsin'in Rusya'nın politik geleceği için istediği, basitçe Çarın otokratik yönetimiyle Rus Ortodoks Kilisesinin tarihi birliğinin geri gelmesi! Böyle bir politik aptallığa destek vermekte en berbat emperyalistin bile çıkarı olamaz. Batı'da hâlâ Soljenitsin'e destek arayanlar bunun için aşırı sağcı taşkafalara bakmak zorundalar.

http://stalinkaynak.com/a...enen-yalanlar-mario-sousa **