bugün

ülkücülük

olması gerekenin adıdır ülkücülük. olması gerektiği gibi yaşamanın. bu zamana kadar bir çok ağızdan bir çok farklı tanımı yapıldı ülkücülüğün. "kadife eldive içinde çelik yumruk", "türklük bedenimiz, islamiyet ruhumuz" ve benzeri tanımlamalar ülkücülüğün olması gereken, arzulanan yapısıdır. ülkücülüğün olması gerektiği gibi olmaktan başka bir kaygısı yoktur.

genel olarak sol eğilimli insanların ülkücü hareket üzerine eğilmesi, bu yayınların medyada pek bir muteber kabul edilmesiyle beraber menfi bir ülkücü imajı oluşturuldu. malasef yanlış temel üzerine inşa edilen bir binanın doğru yükselmesi mümkün olmuyor. bundan yıllar sonra ülkücülük hakkında araştırma yapacak araştırmacıların yararlanacağı bu kaynakların ne derece doğru sonuçlar vereceği ise açık. eski hesapları tekrar ve tekrar kurcalayıp, ülkenin kaos ortamında yaşananları eşi görülmemiş bir ustalıkla ülkücü cenaha yıkma çabası, tarihi bir rövanşın oyunu. bu oyunda en çok kullanılan tabirlerden biri de, ahmet turan alkan hocanın işaret ettiği gibi illegale bulaşmış kişilere verilen eski ülkücü kavramı.

seksen öncesi fırtınalı yıllarında yaşamış ülkücü abilerimiz gerek fıtratlarından gerekse dönemin getirdiği pisikolojik etkiden dolayı medya ile araları iyi olmamış. kendini anlatmayı, kendinden bahsetmeyi ülkücülüğe yakıştıramamışlar, bunu ar saymışlardır. bu sebepten meydanı boş bulan marksist/devrimci gelenek futursuzca dezenformasyonlarda bulunmuş, kendi imajlarını tazeleme işinde fazlasıyla başarılı olmuşlardır. her zaman yazdığımız gibi, bu ülkenin aydın geçinen eski devrimci tabakasına göre fraksiyonunuzun başına devrimci sıfatı aldıktan sonra her türlü eyleminiz haşarılık tadında karşılanır. siz yüzünüz bir bandana ile kapalı iken polise kaldırım taşı attığınız sürece hatıraları depreşen bu aymaz güruh her daim arkanızda olacak ve sizi savunacaktır. yok eğer adınız ülkücü ise üzerinize gelen yüzlerce kişilik kalabalığı dağıtmak ve tamamen nefs-i müdafa amacıyla kuru sıkı tabanca ile ateş etseniz bile sizi idam sehpasına çıkarırlar. sizin elinizdeki kuru sıkı tabancayı nükleer bomba olarak algılarlar da, üzerinize gelen eli sopalı, zincirli, bıçaklı kişileri görmezler. hasılı ülkücülük böyle de ikiyüzlülüğe kurban gitmek olur bazen.

insafın kaf dağının arkasına kaçtığı ülkemde, ülkücü hareket içinde bir dönem bulunmuş veya bulunmadan sadece bulunduğu iddia etmiş bir takım kopukların yaptıklarına bakıp, böyle bir hareketi külliyen aşağılamak sık rastlanır bir durum. insaflı okuyucu kafasını biraz çalıştırmakla, ülkücüleri "biraz kafası çalışanları da devlet memuru" oluyor şeklinde yaftalamanın haksızlık olduğunu idrak edeceklerdir. ülkücü hareket fikri altyapısı olan ve günümüzde de bu geleneği devam ettiren akademik kadrosu olan bir harekettir. eğer kaliteden kastınız buysa devlet kadrosunda mebzul miktarda ülkücü müsteşar, ülkücü uzman, ülkücü genel müdür, özel sektörde ise gayet başarılı ülkücü işadamları vardır. biraz araştırın, bulmazsanız bir mesaj uzağınızdayım.