bugün

nostalghia

farklı yorumlara oldukça açık bu filmin tasavvufi bir analizinin yapılması mümkündür. rus bestekar pavel sosnovski'nin hayatını araştırmak üzere italya'ya gelen bir araştırmacı, kaldıkları kaplıcalarla dolu bir mekanda, geçmişte ailesini bir odada aylarca hapsetmiş bir "deli"yle karşılaşır. filmin sonlarına doğru meydanda bağırıp toplumu uyarılar yağdıran bu adam, tasavvufta "sekr" (manevi sarhoşluk) olarak bilinen bir hâl içerisinde olması sebebiyle "delilik" olarak nitelendirilen davranışlar içerisine girmiştir.
bu adam, sosnovski'nin hayatını araştıran baş kahramanımızın ilgisini çeker. zira kendisi de manevi boşluk içinde olduğunu hisseder. film ilerledikçe kendisine manevi önderlik yapıp, bir nevi "şeyh" olan "deli adam" onun manevi yükselişini sağlar. kendisine asılan güzel çevirmenine yüz vermeyerek, dünyevi zevklere yüz çevirir. filmin sonlarına doğru da meşhur mumla yürüme sahnesi belirir. sosnovski araştırmacısı, bu sahnelerin paralelinde meydanda kendini yakan deli adamla, ateş yoluyla manevi iletişim kurmakta, bir nevi ritüel icra etmektedir.
tarkovski'nin bir sonraki filmi olan "offret" de tarz, üslup ve ele aldığı temalar bakımından "nostalghia"nın bir devamı gibidir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar