bugün
- icardiyi tokat manyağı yapmak10
- bik bik'in balona binmesi10
- abır nerede sorunsalı9
- vatandaşlık farkı alan otel8
- arkadaşlar biri var23
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı15
- anın görüntüsü19
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar19
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası26
- futbolcu ismiyle nick almak8
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik11
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek8
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası10
ülke tv deki meksika sınırı programından bir manzara, bir gercek, modernizmin ötesinden bir an.
O bir çocuk.. Renklerin nasıl bir şey olduğunu asla anlatamayacağınız bir çocuk..
Dünyaya kapalı, Hakikate açık..
Her gün oynadığımız bu oyuna bir an bile olsa ara verip, bizi içimizde kaybettiğimiz o coşkuyla buluşturan insan: Selman.
Karanlık dünyamızı aydınlatan, cennetin rengini arayan çocuk..
Gözlerinin karanlığıyla yüreğinin aydınlık kapılarını açan çocuk..
Cennetten aramıza gönderilmiş güzel çocuk..
ilk geçen hafta Meksika Sınırında izlemek nasip oldu Selmanı. Gzöyaşlarımızı tutamadık, Selman konuştukça yüreğimiz çarpmaya başladı..
Selmanı dinledikçe aynanın karşısına geçtik, hâlimizi sorguladık..
Kimliğimizin, tasavvurumuzun, isteklerimizin ve hatta hislerimizin bile tepeden belirlendiği bir çağda yaşıyoruz.
Modernleştiğimiz her dakika..değerlerimiz fiyatlara dönüşüyor. Kentleştikçe anlamsızlaşıyoruz.
Adına daire-apartman denilen modern istifhanelerde yaşıyor ve diğer günü bekliyoruz.
Metrobüsler, tramvaylar, vapurlar, otobüsler bizi gönüllü hapishanelerimize taşıyor.
Bütün bu hengâmede hissizleşiyor ve değersizleşiyoruz.
En önemlisi Modernizmin her şeyi görselliğe indirgediği bir çağda yaşıyoruz.
Gördüklerimizi biliyor, görünebilene güveniyor, görüp eğlenmekle yetiniyor, gördüklerimizi yaşıyor ve sadece gördüklerimize inanıyor ve inandırılıyoruz.
Ahh Selman,
Bizlere yüreğinin aydınlık kapılarını açıyorsun,
Elinde oyuncak gibi değneğiyle, bizlerin göremediğini görüyorsun..
Ne kadar anlatırsa anlatsın hâl ve kâl diliyle, bizim maneviyata kör duyularımız orayı nasıl idrak etsin, nasıl anlasın Selman!
Yüzümüze, yüreğimize bulaştırdığımız kiri görme Selman..
Görmeyen kim? Selman mı, bizler mi
Bir Şiirimle bitiriyorum yazıyı:
Cam kırıkları ve sessiz çöpler
Ilık bir uyku kadar fark edilmeden boşalan çerçeveler
Ağlamak alnımıza yazılmış doğarken
Gülmeyi sonradan öğrenmişiz, büyük bir iştahla..
Bakkaldan her aldığımız ekmeğin
Başını kopartıp eve götürdüğümüz kadar eksik vicdanımız
Üzeri ekmek kırıntılarıyla örtülen mezardaydı
Üzeri örtülemeyen yalanlardaydı hayatımız..
Bir can daha bağışlayalım, sahtekârlık burada zaten
Haydi, köpüklere bakan güruhlarla övünelim
Bir yalan daha söyleyelim yüzümüz kızarmadan
Bir kez daha ölümden kaçalım öyleyse, ölmeden önce..
Yunus Emre Tozal
O bir çocuk.. Renklerin nasıl bir şey olduğunu asla anlatamayacağınız bir çocuk..
Dünyaya kapalı, Hakikate açık..
Her gün oynadığımız bu oyuna bir an bile olsa ara verip, bizi içimizde kaybettiğimiz o coşkuyla buluşturan insan: Selman.
Karanlık dünyamızı aydınlatan, cennetin rengini arayan çocuk..
Gözlerinin karanlığıyla yüreğinin aydınlık kapılarını açan çocuk..
Cennetten aramıza gönderilmiş güzel çocuk..
ilk geçen hafta Meksika Sınırında izlemek nasip oldu Selmanı. Gzöyaşlarımızı tutamadık, Selman konuştukça yüreğimiz çarpmaya başladı..
Selmanı dinledikçe aynanın karşısına geçtik, hâlimizi sorguladık..
Kimliğimizin, tasavvurumuzun, isteklerimizin ve hatta hislerimizin bile tepeden belirlendiği bir çağda yaşıyoruz.
Modernleştiğimiz her dakika..değerlerimiz fiyatlara dönüşüyor. Kentleştikçe anlamsızlaşıyoruz.
Adına daire-apartman denilen modern istifhanelerde yaşıyor ve diğer günü bekliyoruz.
Metrobüsler, tramvaylar, vapurlar, otobüsler bizi gönüllü hapishanelerimize taşıyor.
Bütün bu hengâmede hissizleşiyor ve değersizleşiyoruz.
En önemlisi Modernizmin her şeyi görselliğe indirgediği bir çağda yaşıyoruz.
Gördüklerimizi biliyor, görünebilene güveniyor, görüp eğlenmekle yetiniyor, gördüklerimizi yaşıyor ve sadece gördüklerimize inanıyor ve inandırılıyoruz.
Ahh Selman,
Bizlere yüreğinin aydınlık kapılarını açıyorsun,
Elinde oyuncak gibi değneğiyle, bizlerin göremediğini görüyorsun..
Ne kadar anlatırsa anlatsın hâl ve kâl diliyle, bizim maneviyata kör duyularımız orayı nasıl idrak etsin, nasıl anlasın Selman!
Yüzümüze, yüreğimize bulaştırdığımız kiri görme Selman..
Görmeyen kim? Selman mı, bizler mi
Bir Şiirimle bitiriyorum yazıyı:
Cam kırıkları ve sessiz çöpler
Ilık bir uyku kadar fark edilmeden boşalan çerçeveler
Ağlamak alnımıza yazılmış doğarken
Gülmeyi sonradan öğrenmişiz, büyük bir iştahla..
Bakkaldan her aldığımız ekmeğin
Başını kopartıp eve götürdüğümüz kadar eksik vicdanımız
Üzeri ekmek kırıntılarıyla örtülen mezardaydı
Üzeri örtülemeyen yalanlardaydı hayatımız..
Bir can daha bağışlayalım, sahtekârlık burada zaten
Haydi, köpüklere bakan güruhlarla övünelim
Bir yalan daha söyleyelim yüzümüz kızarmadan
Bir kez daha ölümden kaçalım öyleyse, ölmeden önce..
Yunus Emre Tozal
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar