bugün

karaduvar

"ertelenmiş pişmanlığın"

Söylendiğinde pişmanlığının garantisiyle gönderilen her kelimeye bir cevap bulunurdu belki, kendine tercih ettiğin kör gidişinde bana da seçilebilir bir fırsat sunabilseydin. Ama olmamalıydı. Sen hep günahkar, bense hep itaatkar kalmalıydım.

Bana biçtiğin rol bu idi kendince. Benim tercihlerim senin yanlışlarına takıldı. Doğrularım ise hiç umurunda olmadı, "Ben" diye zihnine yer ettirdiğini iddia etsen de. Sen talihsiz adımlar çıkmazı idin, bense bir bilmece idim sana göre. Oysa gizemi kaçmıştı değil mi? Köşe bucak sıkışmana neden olan tercihlerim, inkar bile edebilecek kadar hırçınlaştırmıştı seni... Oysa niyetim sadece sana yardımcı olmaktı. "Ben" olamayıp yanında bir başkası olarak kalmaktansa, senin "Sen" kalabilip zarar görmemen için senden vazgeçmeyi göze alabilmiştim... Adımında mutlu bir sebep olamamaksa yazılan, hüznü de silip atabilmeliydim... Bir başkasına dönüşmeden ve her şey eskisini aratmadan...

Gitmek isteyişimi anlamadın. Giden benken bile ardından bekleyenin olabilmiştim. Sen dolu dizgin tüketirken umutlarımı, ben yine de sana ağlayabilmiştim... Kahretmeden ve unutmadan... Uyuşturmadan... Yüzüme konuşma cesaretini gösteremeden ertelediğin pişmanlığın, umarım daha fazla acıtmaz canını. Umarım...

24.08.2008
05:09
Uğur Yaman