bugün

türk toplumu

son yıllarda ince düşünceden yoksunluğun, saygısızlığın, şımarıklığın, egoistliğin giderek arttığı üzüntüyle fark edilen toplum. bazı örneklerle açıklamaya çalışalım.

- önümdeki hesabını ödesin diye sıra beklerken herifin biri geliyor, suratıma bakıyor, önüme geçip hesap ödüyor. bazıları da, yine ben sıra beklerken içeri girdiği gibi bir şey almak için istekte bulunuyor. haklısınız tabi, ben hesap ödemek için değil hoşuma gittiği için bekliyorum. ne de olsa sizin koştura koştura istediğinizi almanız önemli !

- iki kişilik koltukta oturuyorum, yanımda oturan genco bacaklarını öyle bir açmış ki hem beni rahatsız ediyor hem de özel alanımı ihlal ediyor.

- toplu taşımada sessiz sedasız bir durağa giriyoruz. en az 5-6 ergen vagona biniyor ve ses tonlarının yüksekliğini ayarlamayı düşünmeden konuşup kahkaha atıyor.

- iki tane ortaokullu çocuk karşımda oturuyor. dörtlü koltuktayım. yaşlı bir kadın vagona biniyor ve çevresine bakıp yer arıyor. çocuklarda en ufak hareketlenme bile yok. 40 yaşındaki ben kendisine yer veriyorum.

- iki yakın şehir arasındaki bir belediye otobüsündeyim. 12-13 yaşında iki çocuk en arka koltukta, yanıma oturuyor. bir durakta yine bir yaşlı biniyor. başımı çevirip çocuklara bakıyorum. müzik dinliyor, oralı bile olmuyorlar. yer vermek için kalktığımda bacaklarını bile çekmediklerinden zor geçiyorum.

- kırmızı ışık yanıyor yayalar için. genconun biri yola fırlıyor ve geçiş hakkı olan arabaya '' bir beklesen olmaz mı ? '' diye çemkiriyor.

- bir mekanda, beni rahatsız eden ve benim gibi sürekli gelen atarlı giderli, iddialı bir tipi görmezden gelmeye başlıyorum. bir gün geliyor ve kül tablamda sigarasını en az 3 dakika boyunca eze eze söndürüyor.

- mümkün olmadıkça insanlarla göz teması kurmuyorum. bir gün camın kenarından bir erkek iki kız geçiyor. şöyle bir bakıp yine göz teması kurmuyorum. birkaç dakika sonra baktığımda tam benim göreceğim şekilde yan yana, şımarıkça gülerek durmuş, bana bakıyorlar. sonra yandaki mekana giriyorlar.

- toplu taşımada insanları rahatsız etmemek için müzik ya da kitap dinlerken kulaklık takmayı unutmam. kulaklık takmadığım seferlerdeyse izlediği videonun sesini ya da dinlediği şarkıyı yüksek sesle kulaklarıma sokan düşüncesiz tipler oldu. evet, sen ne dinliyorsan ben de dinlemek zorundayım.

- öyle bir egoistlik hakim ki, en yakın arkadaşım sandığım kişi beni iki kere sertçe eleştirdi, ben de haklı bir eleştiriyi kendisine yöneltmek isteyince bir bahane bulup dinlemek istemedi. artık kendisini eskisi kadar görmek istemiyorum.

- kadınların bu ülkede nasıl zor durumda kaldığını, sıkıntı yaşadığını, hatta hayatlarına kasıtta bulunulduğunu biliyorum. bunları yapan tüm kötü adamlardan da nefret ediyorum. ancak öyle bir hava oluşmuş ki, zannedersin bütün erkekler potansiyel sapık... kadınlara her zaman saygı duyan, onlara yol, yer veren, kibarlığı unutmayan biri olarak bunu saçma ve yanlış buluyorum. bazıları incelik gösterdiğimde bir teşekkür etmeyi bile çok görmüyor mu, kan beynime sıçrıyor. evet, kapıyı tutmak benim görevim zaten !

aklıma gelenleri yazıp içimi boşalttım ama gidişatın hiç iyi olmadığını da belirtmeliyim. bazı şeyler türk toplum değerlerini koruma adına yasaklanırken bunlar neden görülmüyor ve eleştirilmiyor ? doğrusu çok merak ediyorum. şimdilik bu kadar...