bugün

muhammed ali

Bugüne kadar dünya üzerinde kaydı tutulmuş bütün savaşlardan hareketle bazı savaş ekolleri oluşmuştur. Eski roma, türkler, ruslar, alman ve avusturyalılar ve ingiliz ekolünden bahsetmek mümkündür. Tek tek savaşlardan değil de, marshall yetiştiren askeri öğretiden bahsediyoruz. Ve bütün bunlara rağmen stratejileri alt üst etmiş dehalar, karşısında herhangi bir marshall’ın duramayacağı kadar sofistike komutanlar hep çıkmıştır. Bunlar şahıslardır ve bilinen öğretiyi işlevsiz kılarlar.

Muhammed ali, boksta ve hatta spor dünyasında tam olarak budur.

tarihin en güçlü ve heybetli boksörlerinden birisi (belki de birincisi) joe louis, 25 yaşında başlanmış ve 49-0-0’la tamamlanmış bir kariyerle rocky marciano, uçuk istatistiklerin sahibi sugar ray robinson, korkunç yumrukların sahibi sonny liston, öldürücü soluyla smokin joe frazier, puncher’lığın zirvesi big george foreman yahut iron mike tyson değil de, neden ali goat’tır?

Muhammed ali, görece ufak rocky marciano dahil, bu saydıklarımın tamamından daha güçsüz bir boksördür. bu sayılanlar içindeki en hızlı boksör değildir ve bunların içinde en zayıf puncher yine ali’dir. Dahası, en iyi istatistiklerin sahibi, en uzun süre elinde ünvan bulunduran boksör de değildir. Sahip olduğu tek şey rakibinden kaçmaktır. Ama nihayetinde ezici bir farkla boks otoritelerince goat kabul edilir.

çünkü muhammed ali’de hakikaten onu farklı kılan bir azim vardır. Öncelikle zayıflıklarının farkındadır ve tamamen buna göre strateji belirler: kelebek gibi uçar. Güçlü bir rakibi minimum 10 raund ringte gezdirir, ufak ufak yıpratır ve bu süre zarfında minimum hasar alır. Amatör de olsa boks yapanlar iyi bilir, 45 dakika sadece gardını havada tutmak bile aslında çok ciddi bir efor gerektirir. süre uzadıkça eldivenler bile ağırlaşır. hele ki, bu süre zarfında sürekli olarak etrafınızda dönüp duran ve sürekli size direkt çıkartan birisi varken harcanan efor çok artar. işte klasik boksörlerin yabancı olduğu sular buralardır. O noktadan sonra, sanki az sonra yere yığılacakmış gibi duran ali’nin canlandığı görülür ki, zaten bütün eforunu harcamış bir ağır sıklet için artık buna karşı koymak çok zordur.

ikincisi ve çok daha önemlisi, ali, antremanların önemli bir bölümünde gardsız çalışır. yüzüne ve vücuduna açıktan darbe alır. Hatta denilir ki, ali, hayatı boyunca en sert ve vahşi darbeleri, profesyonel maçlarda değil, antremanlarda aldı. (ileriki yıllarda Parkinson olmasının temel sebebi budur) böylelikle dünya ağır sıklet boks tarihinin en dayanıklı boksörü haline gelir. Yukarıda sayılan bütün efsane boksörlerden çok daha ileri düzeyde bir dayanıklılıktan bahsediyoruz. Ki, boks gibi bir sporda, güç, hız ve dayanıklılık en önemli üç şeyse bunların da en önemlisi dayanıklılık olsa gerek. (Tyson’ın 5-6 raunddan sonra sıkıntıya girmesinin en büyük sebebi)

bunlar içinde ali’den sonra en dayanıklısı rocky marciano’dur. Onun ali’den farkı ise, asla abandone olmamasıdır. Aldığı en sert yumruktan 0,5 saniye sonra daha sert şekilde karşılık verebilen herhalde tek ağır sıklet de odur.

muhammed ali, bu iki özellik sayesinde kendisinden çok daha güçlü boksörleri yenmeyi başarmıştır. Hele de, kelebek gibi uçmasına izin vermeyen george foreman’a karşı kazanması hala akıl alır bir şey değildir.

O güne kadar bilinen hiçbir boks ekolü için ali’ye karşı yapılacak bir şey yoktur. Ki, durdurmak için çok farklı stratejiler de denenir, ali’ye karşı maç da kazanılır ama sonunda ali yine geri döner. Gerektiğinde ilk raundlarda Kırılmış çenesiyle 14 raund maç tamamlar. Böyle bir adama karşı yapılacak gerçekten çok az şey var. Üstünlüğe en çok yaklaşan, 1-1’lik seri sonrası üçüncü maçta joe frazier olmuştur ki, 14’üncü raundda iki boksör de ölümün kıyısına gelir ve frazier’ın köşesi, ali’nin köşesinden sadece 5 saniye önce havlu atmaya karar verir.

bununla birlikte ali, maç tarihi gelene kadar rakiplerine dirty talkingle öyle bir psikolojik üstünlük kurar ve kamuoyunu arkasına alır ki, neredeyse herkes rakibinden nefret eder. Ringte de psikolojik savaşı sürdürür. Örneğin sam amca’nın kuklası olmakla suçlanan joe frazier, yıllar sonra barışmış olsalar bile ölene kadar ali’yi hiç affetmemiştir. ikinci ve üçüncü maça ali’yi öldürmek için çıkacak kadar nefret etmiştir ondan.

aynı yöntemi ali’ye karşı kullanmak için kendisine cassius clay diye hitap etmeyi deneyenleri de (ernie terrell) ali ‘what’s my name’ maçıyla tarihe geçirmiştir.

siyasi duruşu, halk üzerindeki etkisi, siyahi ve müslüman hakları için mücadelesi de en az boks kariyeri kadar önemlidir ve tam da bu sebeple george foreman’ın dediği gibi, ali bokstan büyüktür.