bugün
- kur an çevirisi yapmanın haram olması29
- fenerbahçe18
- dilan dere ile evlenmek11
- sevgiliyle uyumak13
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi13
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen10
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş19
- abberrline9
- mauro icardi22
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- hadise'nin külotla marş söylemesi11
- online 28 yazar şu an ne yapıyor9
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- müslümanların anadili arapçadır10
- icardi190511
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
- hamas9
- para bok huzur yok10
- albay kemal11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi10
- galatasaray'ın hakemleri kutlamalara çağırması11
- neden yazarlık yapıyorsunuz23
- true karı mı9
- satrançta oyuna beyazın başlaması8
- 195 lik erkek olarak 150 lik kızla çıkmak12
- galatasaray19
- ismail kartal11
- ergin ataman13
- pornhub com10
- fenevin üzerindeki trabzonspor laneti8
- fenerbahçe taraftarı12
- evlenmelik sözlük erkekleri27
- beşiktaşın en kötü sezonunda bile kupa alması9
- ikizler burcu erkeği10
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz12
- aslolan fenerbahcedirin anlık suratı10
- nihavend longa8
- sokak hayvanları uyutulacak8
- 26 mayıs 2024 konyaspor galatasaray maçı10
- mika raun'un gelinlik giymesi12
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler14
- true bekarsa ispatlasın13
- sözlükteki en sapık 10 yazar16
- fettullah gülen'in ölmesi22
- ölen arkadaşın karısının seksi olması9
- namaz kılan kemalist fayda görür mü11
toptancı bir firmada çalışıyorum.
haliyle perakende işlerle pek ilgilenmiyoruz fakat kapıdan gireni buyur etmeden ve çayını önüne koymadan uğurlamıyoruz.
firma, "zirai sektör" bünyesinde. işbu sebeple şirkete şöyle bir uğrayan misafirlerimiz ekseriyetle çiftçi abilerimiz oluyor. yeri geliyor pantolonu yamalı, yeri geliyor kocaman elli ve yanakları çamurlu, yeri geliyor tarlanın ortasında iş yapmaktan marsık gibi olmuş, yeri geliyor traktör tepesinde öğle vakti beş tane bira içtiği için kıpkırmızı olmuş, yeri geliyor plaza yaşantısından bıkmış ve kendini toprak işlerine vermiş düzgün üsluplu genç biri, yeri geliyor tanışmak için gelen milyon dolarlık şirket sahibi biri veyahut ekibi, yeri geliyor yabancı bir firma temsilcisi. skala çok geniş anlayacağınız.
geçtiğimiz pazartesi günü kapıdan biri girmişti. arkadaşlar sağ olsun, bana doğru buyur ettiler. hoş geldiniz deyip, abimizin kocaman elini sıktım ve oturması gereken yeri gösterdim. hava nispeten sıcak olsa da esmer başına bere geçirmişti. köylüydü; en hasından köylüydü ve pek de mahcuptu. haddim olmamakla beraber, halini görünce çok üzüldüm. normalde dik başlı köylü insanından pek haz etmesem de bu abimize kanım ısınmıştı işte. neyse, meramını iletti ama karşılığı bende yoktu çünkü istediği parça stoklarımızda bulundurulmuyordu.
abimiz olumsuz cevap alınca eziklenir gibi oldu ve çayını yarım bırakıp hemen ayaklandı. çelik gibi elinden kavrayıp, tekrar oturttum. şaşırdı. böyle bir tepki beklemiyordu çünkü "yok" kavramı karşısında alternatif oluşturulacağı belki de hiç öğretilmemişti ya da bunu hiç tecrübe etmemişti. akabinde ikinci çayını söyledim ve havadan sudan sorular sorup, rahatlamasını sağladım. sahip olduğu traktör markasına vakıf olmasam da ve dahi alanım dışında olsa da ona telefon, buna telefon derken, parçayı makul bir fiyata buldum ve durumu bir yandan abimize izah ettim. esmer başıyla beni onayladı. tedarik için kargo ücretini şirkete mal ettim. hatta parçaya kar marjını bile yansıtmadım. amme hizmeti oldu diyebiliriz. abinin bundan haberi yoktu. haberi olmasına gerek de yoktu çünkü bilip de mahcubiyetini çoğaltmak kanıma dokunurdu. ertesi gün (siparişi ileri saatte bildirdiğim için bir sonraki gün teslim almıştım) parça elime ulaştı. hemen abiyi arayıp haber verdim. iki saat sonra geldi. en demlisinden çay söyledim çünkü demli seviyordu. yine havadan sudan sorular sorarak kafasını meşgul ettim. oldukça samimi bir şekilde sohbet gerçekleştirdik. parçayı verdikten ve faturasını kestirdikten sonra (fatura işi ayrı bir olaydı ya, neyse...) vedalaşmak için ayaklandık. geldiğinde elinde siyah bir torba vardı. vedalaşırken bana o torbayı verdi. bu sefer ben şaşırmıştım. neyin nesidir demeye kalmadan, zeytinyağı olduğunu söyledi. gönen tarafındaki akrabalarının ona gönderdiği zeytinyağı imiş. istihkakına düşen zeytinyağının üç litresini benimle paylaşmak istemiş.
ya işte, necip türk halkının siyasi tercihi falan filan deyip sinirleniyoruz ama işin özü budur dostlarım. kızmayalım. herkes sizin kadar görüp, gözlemleyemiyor ne yazık ki ama özünde birçoğunun temiz kalpli olduğunu düşünüyorum. buna kaniyim.
haliyle perakende işlerle pek ilgilenmiyoruz fakat kapıdan gireni buyur etmeden ve çayını önüne koymadan uğurlamıyoruz.
firma, "zirai sektör" bünyesinde. işbu sebeple şirkete şöyle bir uğrayan misafirlerimiz ekseriyetle çiftçi abilerimiz oluyor. yeri geliyor pantolonu yamalı, yeri geliyor kocaman elli ve yanakları çamurlu, yeri geliyor tarlanın ortasında iş yapmaktan marsık gibi olmuş, yeri geliyor traktör tepesinde öğle vakti beş tane bira içtiği için kıpkırmızı olmuş, yeri geliyor plaza yaşantısından bıkmış ve kendini toprak işlerine vermiş düzgün üsluplu genç biri, yeri geliyor tanışmak için gelen milyon dolarlık şirket sahibi biri veyahut ekibi, yeri geliyor yabancı bir firma temsilcisi. skala çok geniş anlayacağınız.
geçtiğimiz pazartesi günü kapıdan biri girmişti. arkadaşlar sağ olsun, bana doğru buyur ettiler. hoş geldiniz deyip, abimizin kocaman elini sıktım ve oturması gereken yeri gösterdim. hava nispeten sıcak olsa da esmer başına bere geçirmişti. köylüydü; en hasından köylüydü ve pek de mahcuptu. haddim olmamakla beraber, halini görünce çok üzüldüm. normalde dik başlı köylü insanından pek haz etmesem de bu abimize kanım ısınmıştı işte. neyse, meramını iletti ama karşılığı bende yoktu çünkü istediği parça stoklarımızda bulundurulmuyordu.
abimiz olumsuz cevap alınca eziklenir gibi oldu ve çayını yarım bırakıp hemen ayaklandı. çelik gibi elinden kavrayıp, tekrar oturttum. şaşırdı. böyle bir tepki beklemiyordu çünkü "yok" kavramı karşısında alternatif oluşturulacağı belki de hiç öğretilmemişti ya da bunu hiç tecrübe etmemişti. akabinde ikinci çayını söyledim ve havadan sudan sorular sorup, rahatlamasını sağladım. sahip olduğu traktör markasına vakıf olmasam da ve dahi alanım dışında olsa da ona telefon, buna telefon derken, parçayı makul bir fiyata buldum ve durumu bir yandan abimize izah ettim. esmer başıyla beni onayladı. tedarik için kargo ücretini şirkete mal ettim. hatta parçaya kar marjını bile yansıtmadım. amme hizmeti oldu diyebiliriz. abinin bundan haberi yoktu. haberi olmasına gerek de yoktu çünkü bilip de mahcubiyetini çoğaltmak kanıma dokunurdu. ertesi gün (siparişi ileri saatte bildirdiğim için bir sonraki gün teslim almıştım) parça elime ulaştı. hemen abiyi arayıp haber verdim. iki saat sonra geldi. en demlisinden çay söyledim çünkü demli seviyordu. yine havadan sudan sorular sorarak kafasını meşgul ettim. oldukça samimi bir şekilde sohbet gerçekleştirdik. parçayı verdikten ve faturasını kestirdikten sonra (fatura işi ayrı bir olaydı ya, neyse...) vedalaşmak için ayaklandık. geldiğinde elinde siyah bir torba vardı. vedalaşırken bana o torbayı verdi. bu sefer ben şaşırmıştım. neyin nesidir demeye kalmadan, zeytinyağı olduğunu söyledi. gönen tarafındaki akrabalarının ona gönderdiği zeytinyağı imiş. istihkakına düşen zeytinyağının üç litresini benimle paylaşmak istemiş.
ya işte, necip türk halkının siyasi tercihi falan filan deyip sinirleniyoruz ama işin özü budur dostlarım. kızmayalım. herkes sizin kadar görüp, gözlemleyemiyor ne yazık ki ama özünde birçoğunun temiz kalpli olduğunu düşünüyorum. buna kaniyim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar