bugün

akp nin maskesi iniyor

birgun gazetesinde 2005 yılında yayınlanmıs kemal kılıçdaroglu makalesi.

Bu yazı ile;Sosyal Sigorta ve GSS Yasa Tasarısı; üzerindeki görüşlerimi sürdürecektim. Ama CHP nin etkin muhalefeti sonucu, tasarının maddelerine Plan ve Bütçe Komisyonunda geçilemedi. Şimdilik Tasarının Sonbahara kaldığı söyleniyor. Ama AKP nin ne yapacağı belli olmaz. Çünkü AKP, yangından mal kaçırır gibi, pek çok yasayı iki günde sadece kendi milletvekillerinin katılımıyla Parlamentodan geçirdi...

AKP nin demokrasi anlayışı bu...
Meşruiyeti tartışmalı yasalar bugün yarın Resmi Gazetede yayınlanırsa şaşırmayın.

Bir Parlamento düşünün, sadece iktidar var, muhalefet yok...
Muhalefetin konuşma hakkı elinden alınıyor...
Muhalefetin, muhalefet yapması engelleniyor.
Muhalefet milletvekillerinin önerge verme hakları ellerinden alınıyor...
Meclis Genel Kurulunda kabul edilen yasa maddelerinin içeriği, zaman kaybı olmasın, halk gerçekleri öğrenmesin diye okunmuyor...
Ve böyle bir süreçte, 70 milyonu ilgilendiren yasalar çıkıyor...
AKP de buna demokrasi diyor...
AKP nin demokrasi anlayışı artık, baskıcı tek parti yönetimlerini çağrıştırıyor.
AKP, Parlamentodaki sayısal üstünlüğüne güvenip, muhalefeti susturmayı marifet sayıyor...

Sığ bir anlayış...
Çağ dışı bir anlayış...
Cumhuriyetin kazanımlarını gözardı eden bir anlayış...
Demokrasiyi içine sindiremeyen bir anlayış...
Eleştiriye tahammül edemeyen bir anlayış...
Daha ne denebilir ki...

AKP nin maskesi artık düşmüştür, gerçek kimliği ortaya çıkmıştır.
Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır; diyenlerin, iktidara geldiklerinde neler yapabilecekleri artık görülmüştür.
AKP geldiği bu noktada artık demokrasinin kurumlarını tahribe yönelmiştir.

AKP artık,

Yargıyla sorunludur
Üniversitelerle sorunludur
TÜBiTAK la sorunludur
YÖK le sorunludur
KIZILAY la sorunludur
işçiyle, memurla, emekliyle, çiftçiyle sorunludur...
işadamı, sanayiciyle sorunludur...
Özetle AKP, artık toplumun tüm kesimleriyle sorunlu bir partiye dönüşmüştür.

Çünkü AKP, sayısal çoğunluğun, demokrasilerde tek güç olduğuna inanmaya başlamıştır. Bu anlayış demokrasinin ve dolayısıyla hoşgörünün sonunu getirir.
Bu anlayış, bundan yıllarca önce, siz isterseniz bu ülkeye hilafeti bile geri getirirsiniz ; diyen anlayışla örtüşmektedir.

Sayın Başbakan, Parlamentoda CHP nin sesinin kısılmasını iç Tüzük darbesiyle sağladıktan sonra bakın ne diyor. ürkiye huzurunun ve kalkınmanın mutluluğunu yaşarken, CHP hazımsızlık yaşıyor ;

Bravo sayın Başbakana. Demek ki Türkiye huzuru ve mutluluğu yaşıyor, ama CHP bu huzur ve mutluluğu bozuyor.

Türkiye'deki bu huzuru ve mutluluğu kimler yaşıyor Allah aşkına?..

Çiftçiler mi, esnaf mı, emekliler mi, işçiler mi, memurlar mı, yarattığınız milyonlarca yoksul mu? Yoksa üniversiteyi bitirip, kapı kapı dolaşıp iş arayan milyonlarca işsiz mi?

Bunun yanıtını ben vermeyeyim. CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç versin. Sayın Koç;a göre, huzuru ve kalkınmanın mutluluğunu sayın Başbakanın ;kendisi, taifesi ve onların sırtından geçinen bir avuç iktidar sülüğü; yaşıyor. Mutlu olan bunlar.

Yanlış mı?