bugün

6 eylül

2011de dedem öldü. 6 eylül. annem o gün bu gündür toksik. inanilmaz toksik. sanki kardeslerim ve babamla birlikte dedemi yastıkla boğmuşuzcasına bütün öfkesini bize ama sadece bize kusuyor. mutlu olduğumuz günlerde bize kötü geçmişi anımsatıp "zaten üzülmemiştiniz" diyor. düşmanimdan duymadığım sözleri annemden duyuyorum. mesela beni doğurduğu günden beri o'nunla yarış halindeymişim. ben yarış bilmem ki. kendi halinde kendi dünyasında bir insanım. o kadar kendi dünyamdayım ki bir benden koca, neşeli kalabalıklar yarattım. annem ise sinsice beni ilgilendirmeyen ama görevimmiş gibi gördüğü maddi manevi taleplerde bulunuyor. önceden üzülürdüm kendine ve bize dünyayı dar etmesine. artık öyle iyi tanıyorum ki bakışından isteyeceği şeyleri sıralı tam liste olarak görüyorum. ve yapmıyorum. bazen kendim için aldığım eşyaları "aaa bana mı aldın teşekkur ederim" diye kendine alıyor. canı sağ olsun. 9 ay karın sonra süt muhabbetleri. madem yüzüme vuracaktın emzirmeseydin. aldırsaydın beni. ayrıca ben seni büyütmekle görevli ebeveynin değilim. ananın babanın yapmadığını benden bekleyemezsin. bugün senin ve babamın şahsi problemleri yüzünden -t a h a m m ü l s ü z ü m- sizin beklentilerinizin (her ne kadar istemediğiniz ama sömürdüğünüz bir evlat olsam da...) yorgunuyum. üstelik sizin cahil duruşunuzun altında ezildim. özgüvenimi kaybetmemek adına hep daha çok okudum, hep daha çok öğrenmeye çalıştım. çevrem geliştikçe ve büyüdükçe ne yazık ki siz küçüldünüz. keşke siz de biraz okusaydınız, gezseydiniz, 40ınızdan önce hatalar yapsaydınız da kendimiz olma, bazen işsiz kalma, bazen hayal kırıklığına uğrama ihtimalimizi bize bıraksaydınız. burda pis bir ağızla küfür etmenin tam da sırası. 2 ergen bokkafalar sizi. keşke babanla birlikte... tövbe tövbe.