bugün

duvak

duvak asurlulara kadar dayanan bir gelenektir. ibranice, almanca ve arami dillerin gelin sözcüğü örtünme anlamına gelen bir kelimeden türetilmiş. türkçe'de de
duvak, kapak anlamına gelen tuğ kelimesinden gelmektedir.

gelinlikten daha eski olan, gelinin yüzünü örtmesidir. asurlarda nikah, tanıklar önünde kadının başının örtülmesiyle tescil edilir. ibrani, arami dillerde gelin sözcüğü örtünme anlamında "kalattu", latince'de düğün, peçeyle örtünme anlamında "obnubere", almanca'da kadın (weib), örtülmüş, gizlenmiş, önüne perde çekilmiş anlamında "wiba" sözcüğünden gelir. yüz görümlüğü adeti de duvağın önemine işaret eder.

kuzey avrupa ülkelerinde yalnızca kaçırılan gelinler yüzlerini örterdi. renk değil, gizlenme önemliydi. iö. 4. yüzyılda yunanlar ve romalılar'da yarı saydam peçeler moda oldu. iğneyle saça tutturuluyor veya şeritlerle bağlanıyorlardı. moda renk kırmızıydı ve romalılar "flammeum" adı verilen alev kırmızısını tercih ediyorlardı. gelin düğünde de bu renk giyiyordu. ortaçağda renk önemini kaybetti ve kumaşın pahası ve takıların zenginliği ön plana çıktı.

türkiye'de duvak ve gelin başına verilen önem çok eskidir. gelinin yüzünü örtmesi esastır. duvak, sözcük olarak eski türkçe'de işlek bir kök olan ve örtü, kapak anlamına gelen "tuğ"dan gelmektedir. bugünkü "tuğla"nın kökü olan tuğlamak da suyun gediğini kapatmak anlamında bir fiildir.