bugün

sözlük yazarlarının itirafları

Babam 4 buçuk yıldır cezaevinde. 2013 yılından önce dershanede öğretmenlik yaptığı için. Şimdiye kadar ağzından tek kelime küfür çıktığını bile duyan olmamıştır. Dünyanın en sabırlı insanıydı. Hayvanlara, insanlara çevresindeki herkese ve her şeye merhamet ve şefkat dolu biriydi. Beraber geçirdikleri yıllarda anneme tek bir kere sesini bile yükseltmedi. Kimseye küsmez, içinde zerre kin beslemezdi. Babamı "terörist" diye içeriye aldıklarında annem kanserdi. Beyninde üçüncü evre bir tümör vardı. Ki bu tümör yaşam yüzdesinin çok düşük olduğu ve kişinin günlük hayatını çok sınırlayan bir tümör türüydü. Babam içeride annem için kaygılanmaktan yüksek tansiyon hastası oldu. Ben başka bir şehirde okuyordum. Annem benim okulum bitene kadar daha lisede olan kardeşimle beraber, beş kanallı bir televizyonla bir odada 3 yıl boyunca yapayalnızdı. Yıllarca mutfağa yürüyene kadar soluk soluğa kaldığı bir vücutla desteksiz şekilde yaşadı. Babamı 1,5 yıl boyunca mahkemeleri sadece erteleyerek içeride tuttular. Çıktığı sondan bir önceki mahkemede hakim delil yetersizliğinde babamı bırakmak istedi, savcı itiraz etti mahkeme tekrar ertelendi. Hakim değiştirildi ve bir sonraki mahkemede tutukluluk kararı verildi. Babam defalarca kez annemin yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyerek annemin ameliyat dosyalarıyla, mr sonuçlarıyla karar itiraz etti. Her defasında reddedildi. Annem beynindeki tümör dışında bu süreçte meme kanserine yakalandı. Göğsü tamamen alındı, aylarca aylarca kemoterapi ve ışın gördü. Allahtan tedavilere başlandığı zaman ben eve döndüm. O kadar ağırdı, o kadar zorlandı ki. ilaçların hiçbir şekilde kesemediği o mide bulantılarında öyle çaresiz hissettim ki. Elimden gün saymaktan başka bir şey gelmedi. Anne çok az kaldı bak sadece şu kadar şu kadar daha dayan bir daha olmayacak, bitecek bunları hepsi, geçecek. Yüzlerce kez aynı cümleleri kurmaktan başka elimden hiçbir şey gelmedi. Tedavi aylar sonra bittikten sonra yine aylarca etkilerinin de vücudundan geçmesini bekledik. Artık tam toparlanmaya başlayacaktı. Yine olmadı. Bu kez beynindeki tümör üçüncü kere nüks etti. Babama telefonda acil ameliyat gerektiği haberini verdiğimde babamın üç ayı kalmıştı cezasının bitmesine. Baba dedim üç ay erken bırakmazlar mı? Sadece cenaze durumu olursa ona katılabiliyormuş.... ha bu arada ona da katılamadı * virüs nedeniyle izin veremiyorlarmış. Yıllarca hiçbir şeyi değil ama sadece annemle babamın kavuşmasını istedim, bunu bekledim. Annem babama kavuşamadan öldü. Son ameliyatına yine babamdan uzaktayken girdi. Ameliyat kritik olduğu için ve ameliyattan çıkamama durumu olduğu için ameliyat sonrasında babama haber vermek istemiştik, rahatlasın diye. Cezaevini aradım, sadece haberini bile iletemeyeceklerini söylediler. Annemle babam kavuşamadılar. Afla dışarı saldıkları yüzlerce caniyi, tecavüzcüyü, pedofili sapığı düşündükçe; defalarca kez şikayet edildikleri halde hiçbir işlem yapılmayan daha sonrasında isimlerini işledikleri cinayetlerle duyduğumuz o kişileri düşündükçe aklıma sadece bu geliyor. Annemle babam kavuşamadı. Babam kimseye sesini bile yükseltmeyen bir insandı ama onu terörist diye içeride tuttular yıllarca. Yıllarca gerçekten ihtiyacımız olduğu halde babamdan uzakta kaldık. Ama bu canileri öylece akladılar birer birer. Bunları unutamıyorum. Şimdiye kadar ne o şiş gözlü orospu çocuğuna, ne de durmadan salağa yatan o diğerlerine gram sempati beslemedim. Kendimi bildim bileli sadece bi şovmendi gözümde hepsi. Ama ben yara aldım. Çok yara aldım. Ailem çok yara aldı. Annem yok, babam yarım, kardeşim ve ben bitmişiz. Biz gerçekten bitmişiz, bizi ne toplar bilmiyorum. Şimdiye kadar babamın masumiyetinden zerre şüphe duymadım ama bu şartlar altında kendi geleceğimden şüphe duyduğum için bu sadece çok yakınlarıma anlattığım bir durumdu. Artık bir damga yerken kendilerinden olmadıkça ne tarafta olduğumuzu önemsemedikleri için geleceğimden endişe duydum işte. Sanki sadece yaşadıklarımı dile getirmemi bile tehdit olarak algılarlarmış gibi. Şimdi düşünüyorum da gerçekten dipteyim. Dışarıda insanların hayatlarını alanlar kol geziyor. Ama onlar rahatlar, buna karşılık ise onlara dokunmadılar ama bizim de hayatlarımızı aldılar. Benim artık bir şeylerin düzeleceğine umudum kalmadı. Yaşamıyorum.