bugün

uludağ sözlük

yaklaşık 7 yıl sonraki "deneme" amaçlı ilk girimi girmiş olduğum sözlük.
napıyorsunuz lan keratalar, diye gelmiştim ancak sol frame yine beni benden aldı. güzel yazan ve insanda babaanne evine girince alınan koku gibi hisler uyandıran geleneksel sözlük formatını yaşatan yazarlar, yazarlarımız dışında "ekşici piçler"e selam çakarcasına yazanlar ya da incici götlere özenircesine başlık açanların da mevcut olduğunu gördüm. vedat özdemiroğlu'nu arayıp "abi bunlar azalarak bitmemiş. babadan oğula nesil bunlar" dedim "sen kimsin, seni savcılığa veririm pezevvengin oğlu" deyince de korkarak kapadım telefonu.

velhasıl kalitenin bir uçuktan iki numaralı adresi uludağ sözlük'te klavyemi elime alıp karantina günlerinde genişletmeyi görev bildiğim göbeğim ve üstündeki laptopumla onlayn olmaya geldim.

otuz bir çekemeyip sol frame'ye boşalmaya çalışanlarla, yalnızken bile burnunu karıştırmayanlarla, en sevdiği grup metallica olmayanlarla ve kel olduğu halde kelliğini kabul etmeyen "sırma saçlılar"la işim olmaz.