parasite

adından bu kadar bahsedilmişken bugün itibari ile izlemiş olduğum film. şimdi şu aşikar, her ne kadar bir sanat okulunda okuyor olsam dahi evet sizin köyünüz en büyük köy ve en uzağa da siz tükürüyorsunuz, bu sebeple filmi popüler olmadan önce keşfedip izlediniz, muazzam bir şeysiniz siz, hepimiz altınıza yatmak için kuyruğa girmeye hazırız. hadi abi, devam.

gelelim şimdi filmle ilgili düşüncelere, film tartışmasız son zamanlarda izlediğim en iyi görsel işti. sinema, tiyatro, dizi fark etmez, son zamanlarda izlediklerimin en iyisi. kamera açıları, fotoğraf kareleri, ışıklar adeta harika bir görsel şölen sunuyor, haz duymamak imkansız.

bu noktadan sonrası spoiler içerecektir;

konuya ve işlenişe gelelim, konu harikulade, işleniş için bu sürecin hızlı ilerletildiği düşünülebilir ama bence bu negatif değil pozitif bir durum. teknoloji çağında bir şeylerden sıkılma eşiğimiz dakikalara, saniyelere düşmüşken film bizi iki saat boyunca sıkmadan hikayenin içinde tutabiliyor. tek negatif eleştirim sonu hamlet'in sonu gibi herkesin birbirini öldürmesi tarzı bir his uyandırdı bende, o da filmin tam sonu değilmiş zaten, kısa bir süre daha devam etti, daha güzel bitti. burjuvazinin kusursuz eğlencesini bıçaklayan yüzü yaralı bir yeraltı adamı, işte bunu izlemek paha biçilemezdi. her neyse efendim, ne kadar övsem de az kalacak, güzeldi, teşekkürler.

edit: tutamadım kendimi, şu güzelliği de eklemek istiyorum, en dipteki ve en üstteki iki evde de aynı açıdan izlenen bir "dışarı" var, birinde cama işeyen sarhoşları, diğerinde cenneti andırabilecek bir manzarayı görüyoruz, aynı açıdan, aynı insanlar görüyor.