bugün

sözlükten tanışılan kızın evine gitmek

yudumladığım kahve ile içim ısınmıştı. derken köşede bulunan boks eldivenlerine kaydı gözüm.
+ sert sporlar yapıyorsun galiba ?
- yok yhaa, benim kanka ilgileniyor.
+ sen yapmıyorsun yani ?
- ehh az buçuk bir şeyler biliyorum işte.

ardından sarı civciv gidip boks eldivenlerini giydi. ellerini birbirine vurdu. ben biraz şaşkın bakınca kahkaha attı. ben ayağa kalktım. vur bakalım deyip ellerimi havaya kaldırdım. bir kaç tane yumuşak yumruk attı bana.
''bu kadar mı tatlım'' dedim. sarı civciv gaza geldi. kolunu geriye çekip karnıma doğru hızlıca salladı. bende ani bir refleks ile geri çekildim. böyle refleksi hareketlerim vardır. civciv'in dengesi bozulunca kolundan tutarak arkasına geçtim. sımsıkı sarıldım. kız şöyle 4-5 saniye çok derin nefes aldı. ben yavaşça boynundan öpmek üzereydim ki;
''nabıyorsun sen yhaa'' diye bir bağırış attı. panikle hemen bıraktım onu, bir adam geriye attım ve;

+ pardon ya özür dilerim !
- ne özrü ? çizgiyi aştığının farkında mısın ?
+ Öyle bir sınıra gelirsin ki; onu aşamazsan mutsuz olursun, aşarsan belki o zaman daha da mutsuz olursun... demiş dostoyevski.
- eee yani ?
+ suç ve cezayı okumadın mı?
- okudum da ne alakası var şimdi ?
+ belki de haklısın. neyse gitsem iyi olacak sanırım.

bu konuşmanın ardında kapıyı doğru 3 adım atmıştım ki gök adeta parçalanır gibi gürledi. sarı civciv bana;
'' bir saniye lütfen bekle'' dedi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar