bugün

kardeşini balkondan atan çocuk

Haberi yeni gördüm.
Annesinin emzirip uyuttuğu, peşi sıra lavaboya gittiği 2,5 yaşındaki bir bebeğin 11 yaşındaki abisi tarafından camdan atılmasını konu alıyor. Olay saat gece ikide oluyor. Sanıldığının aksine kadın evlatlarını saatlerce yalnız bırakmıyor, büyük iki evladını yatağına gönderip uyudular sanıyor ve bebeğini emzirip uyuttuktan sonra yalnızca lavaboya gidiyor. O saatte yatağından kalkıp uyuyan kardeşini kucaklayıp camdan atan bir cocuk kimse kusura bakmasın psikolojisi düzgün bir birey değildir. Bu ailesinin yanlış davranışlarının mahsulu olabilir, ancak olmaya da bilir. Ne neden olmuş olursa olsun topluma kazandırılması tedavi görmesi gereken bi cocuk. Devletin koruma altına alması yerinde bir karar.

ben iki, ablam dört yaşındayken bir benzeri yaşanmış. Annem mutfağa bize hazırladığı yemeği kaba koymaya gitmiş. Dışarı çıkacakmışız çanta hazırlıyormuş. Salonun havalanması için balkon kapısını açmış bir süreliğine. Biz de ablamla balkona çıkmışız, eski tip ince uzun parmaklıkları olan bir balkon. Beni parmaklıkların arasından diğer tarafa aşağıya itmiş. Kapı çalınca annem mutfaktan çıkıp salondan hole geçiyor kapıyı açıyor ve odaya söyle bir bakıyor ki biz yokuz. Hemen aklına balkon kapısını açtığı geliyor, koşuyor ve bizi şu pozisyonda buluyor. Benim vücudumun yarısı dışarıda, kafam demirlerin arasından geçemediği için başım, omzum kollarım yerde. Ablam beni itmeye çalışırken annem çekip almış. Ağlamaya başlamış, ben durumun farkında bile değilim ablam benimle oyun oynuyor sanıyorum herhalde. Kapıdan içeri teyzem gelmiş olanları görüp duyuyor işte ablama niye ittin kardeşini deyince ‘o benim’ diye cevap vermiş. Annemin dışarı çıkarken bana ilk kez giydirdiği elbise ablamınmış eskiden. Onu hatırlamış. Bu yaşananları ben hatırlamıyorum. hepsi ablamın ‘hahaha seni balkondan itmişim höhöhö’ diye ergen iken anlattığı ailemin de onayladığı bir olay. Annem sonrasında ablamın tüm küçülenlerini köye kuzenlerime göndermiş. Ablama ait çorap dahi giydirmemiş bana.

Ha bunu neden anlattım. Bizim olayımızda ablam dört yaşındaydı, annem balkon kapısını açık unuttuğu için hatalıydı. Ancak ablam hiçbir zaman değişmedi. Henüz ilkokuldayken en yakın arkadaşıma adet gördüğümü söylemiş, olmadığımı biliyordu. Hakkımda yalan yanlış seyler söylüyordu nedensiz. Anne babam bir yere gittiğinde hemen odama gelip taciz ediyordu. Okuduğum bir kitap varsa elimden kaba kuvvetle alıp evin bi köşesine saklıyordu. iki katlıydı evimiz, merdivenlerden beni sırtına alır üç kez çıkarır indirirsen kitabını veririm diyordu. Ben 15 yaşındaydım o 17. Bazen taşıdığım oluyordu, insafa gelip asla tamam bu kadar yeter şaka yaptım demiyordu. Acıma hissi yoktu bana kalırsa.

Piknik yapmaya gittiğimizde yere et atıp kedilerin yaklaşmasını bekleyip ayakkabıyla sertçe vuruyordu. Benim çok sevdiğimi bildiği beni üzmek hoşuna gittiği için. Aynılarını bir küçük kardeşime yaptı yapmaya çalıştı.Gücüm yettiği kadar engel oldum. Sırf kardeşime zulmetmesin diye uzaktaki yatılı fen lisesini kazanmama rağmen gitmedim. Kendi ilimde eve gidip gelebileceğim bir lise yazdım. Yine de kardeşime sorsanız ablam hakkında gözü yaşlı anlatacağı bir çok anısı vardır.

şimdi 24 yaşındayım, en son ablamı nişanım için eve davet ettiğim zaman gördüm. Eve geldiğinde saat ondu, nişan yedide yapılacak dememe rağmen eve misafirlerden bile epey sonra geldi üzerinde kot kazakla. ‘Trafik vardı niye ben gelmeden yüzükler takıldı’ diyip bir odaya kendini kapayıp ne eşime ne bana selam verdi. Çok üzüldüm keşke bekleseydik diye. Bi on onbeş dk sonra evimize istanbul’dan pasta getirildi. Trafiği sorunca babam bomboştu yollar demiş kuryeci. Geç gelmesi mühim değil de beni üzmek için yalan söyleyip o günümde kendini odaya kapatması, sadece tebrik ederim deseydi yeterdi. Sosyal ilişkileri hep böyle oldu ablamın, ancak çok zekidir. Lise hariç hep aynı okullara gittik, tüm öğretmenlerim onun da öğretmeniydi. Özellikle matematik hocam ablan gibisini tanımadım çok zeki kız derdi. iyi bir üniversitede endüstri müh. okudu, simdi amerika’da uzun zamandır görmüyorum. Özlemiyorum, ablam gibi görmüyorum.