bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması11
- icardi190520
- oksijensizsu10
- insana kendini kötü hissettiren şeyler12
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- tilki ailesi8
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- suriyeliler suriye'ye dönsün14
- özgür özel10
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge37
- adolf hitler9
- anın görüntüsü9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel24
- nazar değdi sözlük12
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır19
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim21
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat13
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
iş yerinde sıradan bir gün,
babam eski komünist, yeni sosyal demokrat bir liberal ama aklı hala 70lerde. evvelden devrimci gençler gelmiş babamla muhabbet etmişler. bir üyelik durumu söz konusu haftalık bir solcu gazetesine babam da işlerinin yoğunluğu nedeniyle pası bana atmış. alone muhattap olsun bu ateş dolu gençlerle diyerek sanırım, vermiş ismimi telefonumu. bana da haber ettiği falan yok. işte o sıradan gün aradılar bu gençler. bu haftasonu che nin ölüm yıldönümünü anacağız diye girdi söze. noluyor lan dedim. sonra anladım mevzuyu. biraz ayıp oldu ama ne yapayım haberim yoktu. gelip bir tanışmak istiyoruz alone bey dediler. buyrun dedim. içimden hssiktir ile beraber.
geldiler. bir bay bir bayan. çay da geldi bu arada. başladık muhabbete. elinde bir dergileri var. verdiler bana. üyeyim ya o sebepten hani. göz attım bir. malum şeyler. akp akp akp. sonra uzun uzun muhabbet ettik. beni alevi sandılar. sesimi çıkartmadım. haliyle sosyalist de sandılar . sesimi çıkartmadım. ne de olsa babam tarafından haber edilmeyerek solcu bir derneğe üyeydim. kapitalizme sövdüler. ben de sövdüm. amerika'ya sövdüler, ben daha kötü sövdüm. aman allahım yıldızım mı parlıyordu ne? normalde karşı çıktığım şeylerin hepsine orda sessiz kalmıştım. hatta ben de 5 dk boyunca akp'ye nasıl giydirdim , tahmin bile edemezsiniz. iğrenmiştim kendimden. en son hatırladığım.
karşımda duran iki tane tamamiyle inanç dolu genç vardı. bir şeyin mücadelesine inanmışlardı. che'ye deniz'e . ve kendilerine en önemlisi. bir saflık hissettim konuşmalarında o an. yanlarında kokan bok çiçeği gibi hissettim kendimi. bi anda onlardan mı olmuştum ne? yo hayır olmamıştım. ama sözlükte aylarca karşı çıktığım şeylerle bir anda yüz yüze gelmiştim. onların suratlarına karşı burdaki cüretkarlığımı gösterememiştim. o anda bunu düşündüm ama gereksiz olacağına karar verdim bu kahramanlığın beni mareşal yapmayacağını düşündüm. zira beni kendilerinden bilip gelme gibi bir yanılgı vardı ortada. bok işin biriydi hakkaten. ama yine de bu masum yapmazdı beni. iki yüzlü alçağın biriydim. bunu farkettim sadece bir an için ama.
onlardaki o inançtı beni kendimden soğutan. kendime tuhaf yaklaşmamı sağlayan. aylardan beri sözlükte karşı çıktığım şeylere bile bir an için kayıtsız kalabilirdim. bilmiyorum bazılarımızın ruhu buna elverişli galiba benimki gibi. sonuç; sonucu fena olmadı bu mülakatın. ne bok olduğumu bir kez daha anladım o gün.
yalnız bu zaman zarfında neden bu kadar sözlükte solculara ve komünistlere giydirdiğimi de anladım. o boktan ve siyasi muhabbetin sonunda asıl beyinlerindeki şeyleri dile gitirmişlerdi bu gençler. ben de merakla bekliyordum zaten para mevzusuna ne zaman geçicez diye. aidatımız şu kadar diyiverdi verdi kız. 25 ytl imiş aylık abonelik. sonra bir kitap çıkardı masaya koydu bu da 40 ytl dedi. oha dedim içimden ayn rand ın kitapları bile bu kadar pahalı değil. neyse iki aylık peşin artı kitap parası dahil olmak üzere toplam 90 ytl yi bastırdım onlara. içimde acayip bir kazıklanma duygusunu da koruyarak. hatta bir yıllık peşin istediler aidatı. post makineleri de varmış yanlarında. ne denilebilir ki.... post makineli devrimci..
özetle; ne karşı çıktıklarıma karşı bir inancım vardı sapasağlam, ne de yanında durduklarıma karşı. kırılgan pezevengin tekiydim. orta şerit insanıydım. ama yine bu beni kötü biri yapmaya yetmezdi sanırım. emin değilim, yapabilir de.
hava kararmıştı, 2008 ekim ayının en kötü günüydü. sonra yağmur da başladı. o biraz aldı pis kokuyu. biraz da depeche mode.
babam eski komünist, yeni sosyal demokrat bir liberal ama aklı hala 70lerde. evvelden devrimci gençler gelmiş babamla muhabbet etmişler. bir üyelik durumu söz konusu haftalık bir solcu gazetesine babam da işlerinin yoğunluğu nedeniyle pası bana atmış. alone muhattap olsun bu ateş dolu gençlerle diyerek sanırım, vermiş ismimi telefonumu. bana da haber ettiği falan yok. işte o sıradan gün aradılar bu gençler. bu haftasonu che nin ölüm yıldönümünü anacağız diye girdi söze. noluyor lan dedim. sonra anladım mevzuyu. biraz ayıp oldu ama ne yapayım haberim yoktu. gelip bir tanışmak istiyoruz alone bey dediler. buyrun dedim. içimden hssiktir ile beraber.
geldiler. bir bay bir bayan. çay da geldi bu arada. başladık muhabbete. elinde bir dergileri var. verdiler bana. üyeyim ya o sebepten hani. göz attım bir. malum şeyler. akp akp akp. sonra uzun uzun muhabbet ettik. beni alevi sandılar. sesimi çıkartmadım. haliyle sosyalist de sandılar . sesimi çıkartmadım. ne de olsa babam tarafından haber edilmeyerek solcu bir derneğe üyeydim. kapitalizme sövdüler. ben de sövdüm. amerika'ya sövdüler, ben daha kötü sövdüm. aman allahım yıldızım mı parlıyordu ne? normalde karşı çıktığım şeylerin hepsine orda sessiz kalmıştım. hatta ben de 5 dk boyunca akp'ye nasıl giydirdim , tahmin bile edemezsiniz. iğrenmiştim kendimden. en son hatırladığım.
karşımda duran iki tane tamamiyle inanç dolu genç vardı. bir şeyin mücadelesine inanmışlardı. che'ye deniz'e . ve kendilerine en önemlisi. bir saflık hissettim konuşmalarında o an. yanlarında kokan bok çiçeği gibi hissettim kendimi. bi anda onlardan mı olmuştum ne? yo hayır olmamıştım. ama sözlükte aylarca karşı çıktığım şeylerle bir anda yüz yüze gelmiştim. onların suratlarına karşı burdaki cüretkarlığımı gösterememiştim. o anda bunu düşündüm ama gereksiz olacağına karar verdim bu kahramanlığın beni mareşal yapmayacağını düşündüm. zira beni kendilerinden bilip gelme gibi bir yanılgı vardı ortada. bok işin biriydi hakkaten. ama yine de bu masum yapmazdı beni. iki yüzlü alçağın biriydim. bunu farkettim sadece bir an için ama.
onlardaki o inançtı beni kendimden soğutan. kendime tuhaf yaklaşmamı sağlayan. aylardan beri sözlükte karşı çıktığım şeylere bile bir an için kayıtsız kalabilirdim. bilmiyorum bazılarımızın ruhu buna elverişli galiba benimki gibi. sonuç; sonucu fena olmadı bu mülakatın. ne bok olduğumu bir kez daha anladım o gün.
yalnız bu zaman zarfında neden bu kadar sözlükte solculara ve komünistlere giydirdiğimi de anladım. o boktan ve siyasi muhabbetin sonunda asıl beyinlerindeki şeyleri dile gitirmişlerdi bu gençler. ben de merakla bekliyordum zaten para mevzusuna ne zaman geçicez diye. aidatımız şu kadar diyiverdi verdi kız. 25 ytl imiş aylık abonelik. sonra bir kitap çıkardı masaya koydu bu da 40 ytl dedi. oha dedim içimden ayn rand ın kitapları bile bu kadar pahalı değil. neyse iki aylık peşin artı kitap parası dahil olmak üzere toplam 90 ytl yi bastırdım onlara. içimde acayip bir kazıklanma duygusunu da koruyarak. hatta bir yıllık peşin istediler aidatı. post makineleri de varmış yanlarında. ne denilebilir ki.... post makineli devrimci..
özetle; ne karşı çıktıklarıma karşı bir inancım vardı sapasağlam, ne de yanında durduklarıma karşı. kırılgan pezevengin tekiydim. orta şerit insanıydım. ama yine bu beni kötü biri yapmaya yetmezdi sanırım. emin değilim, yapabilir de.
hava kararmıştı, 2008 ekim ayının en kötü günüydü. sonra yağmur da başladı. o biraz aldı pis kokuyu. biraz da depeche mode.
güncel Önemli Başlıklar