bugün
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı22
- aristoteles'in orta yolu8
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss16
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- anın görüntüsü15
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- akp seçmeni13
- ali erbaş19
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi10
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi17
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu8
okunması gereken bir levent bulut yazısı.
Yazı şöyle:
Yerel seçimlerin üstünden 17 gün geçti. Herkes sonuçlara kendi cephesinden bakıp yorumluyor. Kimi verdiği oya sahip çıkıyor, kimi pişman olduğunu dile getiriyor. "Keşke imamoğlu'na oyumu verseydim" diyen birçok AKP'li ve MHP'li var etrafımda.
Kabul etmeliyiz ki Ak Parti istanbul'da büyük bir sürpriz yaşadı. Mağlubiyeti bir türlü kabullenmiyor ve seçim sonuçlarıyla ilgili itirazlarını sürdürüyor. Yasal hakları elbette. Haklarını sonuna kadar kullanmaları normal. Ama bu itirazlar içinde bazı iddialar var ki hayret etmemek mümkün değil.
***
Mesela; istanbul'da yaşanan 'usulsüz oy sayımı' ve 'sahte seçmen' tartışmalarını değerlendiren Ak Parti tarafından Büyükçekmece Belediye Başkan adayı Mevlüt Uysal, "Kaydı silinenlerin tamamına yakınının Ak Partili olması rastlantı olamaz" dedi. Uysal, soyadı tartışmalarına dair ise "ilk yöntem olarak Ak Parti'ye yakınlığı veya sempatisi ile bilinen kişilerin soy isimleri üzerinden hareket ettiklerini düşündük. Eğer böyle değilse, daha vahim yöntemler geliyor akla." dedi.
***
Bu iddia benim bir sohbet ortamında şahit olduğum olayı hatırlattı.
Seçimler olup bittikten iki üç gün sonra arkadaşlarla konuşurken MHP'li arkadaş, ülkücü olduğunu bildiği dostuna
"Seçimde oyunu kime verdin?" sorusunu yöneltti. Dostunun "imamoğlu'na" cevabıyla sohbet ilginç bir hâl aldı. Aralarında şöyle bir konuşma geçti:
- Hadi ya... Dava partisi MHP dururken senin gibi ülkücü bir adam nasıl yaptı bunu?
- MHP'nin adayı var mıydı ki?
- E, Binali vardı işte! Biz onu destekledik partice. Bütün ülkücüler de partisinin desteklediğine oy verdi.
- Birincisi ülkücülük bir partinin tekelinde değil. Parti değil birey ülkücü olur. Parti ülkücülük doğrultusunda politikalar üretir ve uygular. Şu anki MHP'nin böyle bir iddiası var ya da yok, tartışmasına girmiyorum. Benim ülkücülük anlayışıma politikaları uymuyor.
Tam o sırada EYT mağduru olduğunu bildiğim fanatik AKP'li, başka bir arkadaş bodoslama söze girdi.
Gevrek gevrek güldü:
- Belediyecilik Ak Parti'nin işi. Son Başbakan, eski Meclis Başkanı Binali Bey'e neden vermedin?
Ben de merakla bekliyorum ne diyecek diye. Ülkücü arkadaş sakince sordu:
- Birinin soyadı Yıldırım, diğerinin imamoğlu değil mi?
- Evet.
- "Hangisinin soyadı Müslümanlığı çağrıştırıyor."
Yanıt beklemeden devam etti:
- Elhamdülillah Müslümanım bu yüzden de oyum imamoğlu'na gitti!
AKP'li arkadaş direkt error verdi! Karanlıkta gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kala kaldı.
Ak Partili birine onların argümanlarıyla cevap verince nutku tutulmuştu.
Bu arada ben de dudağımı ısırıyorum kahkaha atmamak için.
***
işte Mevlüt Uysal'ın iddiaları bana yukarıdaki konuşmayı hatırlattı.
Şimdi düşünüyorum da "Neden Yıldırım'a vermedin?" dediğinde bu arkadaş "Soyadından dolayı imamoğlu'na verdim" demişti. Herhâlde bu sözü gerçek sanıp tüm AKP teşkilatını ayaklandırmış olmalı. Yoksa soyadlarına bakıp AKP'li seçmenin silindiği yolunda iddiaları öne sürmeleri çok abes.
***
Neyse o gün sohbet sonunda yalnız kaldığımızda "soyadından oy verdim demek, nereden geldi aklına?" dedim.
"- Bıktım artık. Adamlara, yapılan yanlışları ne kadar anlatırsam anlatayım. Asla kabullenmiyorlar! Yanlışlarımız da var demiyorlar. Bahaneleri hep en azından alınları secdeye değiyor, oluyor. Ben de anlayacakları dilden anlattım.
Bundan sonra yok davaydı, yok "CeHaPe" zihniyeti diye gelecek olanlara hiç boşa laf anlatmaya çalışmayacağım.
Mevlana'nın son derece yerinde bir sözü var: "Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır." Onlar o kadarını anlıyorlar!" şeklinde yanıt verdi.
Doğru söze ne denir!
Bu sözün üstüne yorum yapmaya bile gerek duymadım!
http://www.gunboyugazetes...nlara-cevaplar-2552yy.htm
Yazı şöyle:
Yerel seçimlerin üstünden 17 gün geçti. Herkes sonuçlara kendi cephesinden bakıp yorumluyor. Kimi verdiği oya sahip çıkıyor, kimi pişman olduğunu dile getiriyor. "Keşke imamoğlu'na oyumu verseydim" diyen birçok AKP'li ve MHP'li var etrafımda.
Kabul etmeliyiz ki Ak Parti istanbul'da büyük bir sürpriz yaşadı. Mağlubiyeti bir türlü kabullenmiyor ve seçim sonuçlarıyla ilgili itirazlarını sürdürüyor. Yasal hakları elbette. Haklarını sonuna kadar kullanmaları normal. Ama bu itirazlar içinde bazı iddialar var ki hayret etmemek mümkün değil.
***
Mesela; istanbul'da yaşanan 'usulsüz oy sayımı' ve 'sahte seçmen' tartışmalarını değerlendiren Ak Parti tarafından Büyükçekmece Belediye Başkan adayı Mevlüt Uysal, "Kaydı silinenlerin tamamına yakınının Ak Partili olması rastlantı olamaz" dedi. Uysal, soyadı tartışmalarına dair ise "ilk yöntem olarak Ak Parti'ye yakınlığı veya sempatisi ile bilinen kişilerin soy isimleri üzerinden hareket ettiklerini düşündük. Eğer böyle değilse, daha vahim yöntemler geliyor akla." dedi.
***
Bu iddia benim bir sohbet ortamında şahit olduğum olayı hatırlattı.
Seçimler olup bittikten iki üç gün sonra arkadaşlarla konuşurken MHP'li arkadaş, ülkücü olduğunu bildiği dostuna
"Seçimde oyunu kime verdin?" sorusunu yöneltti. Dostunun "imamoğlu'na" cevabıyla sohbet ilginç bir hâl aldı. Aralarında şöyle bir konuşma geçti:
- Hadi ya... Dava partisi MHP dururken senin gibi ülkücü bir adam nasıl yaptı bunu?
- MHP'nin adayı var mıydı ki?
- E, Binali vardı işte! Biz onu destekledik partice. Bütün ülkücüler de partisinin desteklediğine oy verdi.
- Birincisi ülkücülük bir partinin tekelinde değil. Parti değil birey ülkücü olur. Parti ülkücülük doğrultusunda politikalar üretir ve uygular. Şu anki MHP'nin böyle bir iddiası var ya da yok, tartışmasına girmiyorum. Benim ülkücülük anlayışıma politikaları uymuyor.
Tam o sırada EYT mağduru olduğunu bildiğim fanatik AKP'li, başka bir arkadaş bodoslama söze girdi.
Gevrek gevrek güldü:
- Belediyecilik Ak Parti'nin işi. Son Başbakan, eski Meclis Başkanı Binali Bey'e neden vermedin?
Ben de merakla bekliyorum ne diyecek diye. Ülkücü arkadaş sakince sordu:
- Birinin soyadı Yıldırım, diğerinin imamoğlu değil mi?
- Evet.
- "Hangisinin soyadı Müslümanlığı çağrıştırıyor."
Yanıt beklemeden devam etti:
- Elhamdülillah Müslümanım bu yüzden de oyum imamoğlu'na gitti!
AKP'li arkadaş direkt error verdi! Karanlıkta gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kala kaldı.
Ak Partili birine onların argümanlarıyla cevap verince nutku tutulmuştu.
Bu arada ben de dudağımı ısırıyorum kahkaha atmamak için.
***
işte Mevlüt Uysal'ın iddiaları bana yukarıdaki konuşmayı hatırlattı.
Şimdi düşünüyorum da "Neden Yıldırım'a vermedin?" dediğinde bu arkadaş "Soyadından dolayı imamoğlu'na verdim" demişti. Herhâlde bu sözü gerçek sanıp tüm AKP teşkilatını ayaklandırmış olmalı. Yoksa soyadlarına bakıp AKP'li seçmenin silindiği yolunda iddiaları öne sürmeleri çok abes.
***
Neyse o gün sohbet sonunda yalnız kaldığımızda "soyadından oy verdim demek, nereden geldi aklına?" dedim.
"- Bıktım artık. Adamlara, yapılan yanlışları ne kadar anlatırsam anlatayım. Asla kabullenmiyorlar! Yanlışlarımız da var demiyorlar. Bahaneleri hep en azından alınları secdeye değiyor, oluyor. Ben de anlayacakları dilden anlattım.
Bundan sonra yok davaydı, yok "CeHaPe" zihniyeti diye gelecek olanlara hiç boşa laf anlatmaya çalışmayacağım.
Mevlana'nın son derece yerinde bir sözü var: "Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır." Onlar o kadarını anlıyorlar!" şeklinde yanıt verdi.
Doğru söze ne denir!
Bu sözün üstüne yorum yapmaya bile gerek duymadım!
http://www.gunboyugazetes...nlara-cevaplar-2552yy.htm
güncel Önemli Başlıklar