bugün

türk töresinin dört dörtlük olması

orta asya da oluşturulan eksiksiz, insancıl ve faydalı yaşam tarzı kurallarının hatasız ve günümüz değer ve ihtiyaçlarına uygun olmasıdır.
şimdi bunu at, ok, yay, atalarımız falan filan gibi gözü kapalı türkçülük yapanların savunduğu fikirlerle karıştırmayın. onlar değil mesele. onların meselem olmadığını şu cümleyle bi nebze anlatabilirim, sanırım. hani bakış açımı anlarsınız.
at yerini bugün tank almıştır.
ok un yerini füze;
yay yerini de lancer almıştır ve biz bunların bir çoğunu yapamıyoruz. yaptıklarımızda var ama çoğu dışarıdan alınıyor. oysa at, ok, yay bizim malımızdı. yani gerideyiz.
bakış açım budur yani. objektif.

gelelim asıl konu olan türk töresine. anadoluya gelene kadar şahane bir anayasa, ahlak kuralları kanunlar topluluğu oluşturmuşuz ki bugün uygulansa hiç bir abes durum ortaya çıkmaz. nedir bunlar mesela.
aksakallılar, malumunuz bunlar seçimle falan gelmiyor. yaptırımları da yok ama görüşlerine çok değer veriliyor. ayrıca şu boydan bu boydan, senin adamın benim adamım diye bir ayrım da yok. yönetimle ilgili geçmiş tecrübelerin varsa ve yaşlanmışsan bu meclise giriyorsun ve söylediklerin dikkate alınıyor.

nehirde yıkanmama, bu asla çiğnenmeyen bir kanun. neden çünkü suyu kirlenir. yıkanacaksan alırsın nehirden suyunu, dışarıda ya da evinde yıkanırsın.
nerde kaldı atık kimyasalları nehre bırakmak.

her varlığın bir ruhu olduğuna inanmak, herhalde dünyanın en değerli kanunu bu olurdu.
hiç bir tarihi eseri yıkamazdık. ormanı yok edemezdik. şehrin kendine özgü yapı tarzını yok edip, bütün şehirleri tek tip e çeviremezdik.

kadın, hele bi iyi davranma. değil toplumdan herhalde ülkeden uzaklaştırılırdın.

yani; anadolu bizi bozmuş beyler. yavaş ama geri dönmesi çok zor bir şekilde, bozmuş.