bugün

ayşen gruda

'Yeşilköy'de Rum ve Ermeni çocuklarla büyüdüm. Bizim köşkün karşısındaki boş çayırda oynardım genellikle. Orada bir badem ağacı vardı. Sık sık hasta olduğum için annem hasır koltuğu ağacın altına koyar, oraya oturturdu. Evcilik oynar, dallarına çıkardım. Başarılı ve yaramaz bir öğrenciydim, avukat olmayı hayal ediyordum. ilkokul dörde geldiğimde çocuk kitaplarını bırakmış, klasikleri okumaya başlamıştım. Okul hayatımda hiç müsamereye çıkmadım.

Sıkılırdım, seyretmeyi tercih ederdim. iyi resim yaptığım için kostümlerini tasarladım, aralarına girip tavsiyelerde bulunduğum çok oldu. Ailece çok sinemaya giderdik. Dört beş-günde bir film değişirdi ve biz her filmi izlerdik. Annem, babamla bir gün iddiaya girdi, araçların yola çıkamadığı, trenlerin çalışmadığı karlı bir günde bile bizi sinemaya götürdü. Radyonun hayatımda değişmez bir yeri oldu ve anneannemin masalları hayal gücümü inanılmaz geliştirdi. Okuduğum Tef ve Akbaba dergilerinin komediyi seçmemde etkisi oldu''

'ayşen gruda