bugün

mini etek giyen türbanlı

ne giydiği ve nasıl giyindiği kendisini ilgilendiren, kendi tercihini yapmış kişidir. kişi istediğini giyer, hatta kendisiyle de çelişebilir, gayet normaldir. önemli olan kimsenin kimseyi yargılama hakkı olmadığıdır. sadece amacıyla çelişmiş görünüyor dışarıdan bakılınca. ama zorlarsak hepimizin hayatında vardır böyle çelişkili durumlar. misal ben fakir kulunuz da, satanist olmama rağmen evde kedi beslemekteyim *. peki yadırgıyor muyum? asla. inançları ve kadınsal dürtüleri arasında sıkışmışlar ona üzülüyorum.bazen de ters açıdan empati kurmaya çalışıyorum. birilerinin giydiklerime, saçıma başıma felan karışdığını düşünüyorum. işte o zaman çıldırıyorum. " insanların ne giydiği sizi neden ilgilendiriyor, kimsiniz siz? " diyesim geliyor.

naçizane fikrime gelince; her ne adına olursa olsun " ister din diyin, ister toplum baskısı " kadınlardaki begenilme iç güdüsünü bastırılamayacağına inanıyorum. bazen sokakta görüyorum, inandığı için örtünmüş ( ben bunu müslümanlığın, gereği ya da ön şartı olarak görmesemde ), ama bi yerden sonra kadınlık içgüdüsü ortaya çıkmış. türban, ayakkabı çanta uyumuyla. bazen de onlar adına üzülüyorum. her kadın gibi güzel görünmek istiyorlar. onların inandığı şekilde ise sanırım bu, nefsini yenememek oluyor. bu yüzden her ne kadar toplum tarafında türbanlılardan daha fazla tepki görselerde " carsaf " giyenleri her zaman daha samimi bulmuşumdur.