bugün

pkk

reel sosyalizmin çözülüşünün ardından gelişen süreçte pkk bile sosyalizmi kendi örgüt programından ve siyasal hedeflerinden çıkarmışken, pkk'nin sosyalizm hedefli bir örgüt olduğunu iddia etmek liberal düz mantıkla açıklanabilir yalnızca. bunun dışında kürt harewketinin hala kapitalist türkiye cumhuriyeti'nde hala bir kriz dinamiği şeklinde işlediğini düşünen sosyalistlerin var olduğu diğer bir gerçektir. işin ilginci bu hareketlerin özgürlükçü olanlarının sosyalizme ettikleri küfürler ile pkk'nin sağcı-liberal açılımlarının sosyalizme ve marksizme edilen küfürlerinin aynı yönlü olduğunu görmek ve bunların yolunun liberalizme çıktığını görmek dikkat çekici oluyor.

bu hareketin çıktığı yerin türkiye solu olduğu ve bir dönem türkiye solu ile işçi sınıfı içerisinde atan kürt dinamiğinden geldiği bilinmektedir. nitekim 1978'deki kuruluş metinlerinde öncelikli hedeflerinin bağımsız bir kürdistan sosyalist cumhuriyeti kurmak olduğunu biliyoruz. maoizmden etkilenen ve marksizmi ulusal hareket penceresinden okuduklarını da zaten bildiğimiz şeyler. ama diğer yandan kendi topraklarında baskın feodal izme karşı mücadeleyi iyi ağa-kötü ağa şeklinde yorumlamaları, diğer yandna türkiye solundan gelen demokratizm hastalığı ile reel sosyalizme ettikleri küfürler sosyalizm ve marksizmle olan bağlarının ne denli zayıf ve güçsüz olduğunu göstermektedir. 1993 yılında bayraklarından orak-çekici "eskidiği" için çıkarmaları, zamanla abd ve ab'nin açılımlarına göre kendi siyasetlerini belirlemeleri zaten güçsüz olan bağı hepten koparmış. bu koparlmanın açık ilanı abdullah öcalan'ın yazmış olduğu demokratik konfedarilizm isimli metinde açıkca görülmektedir. sosyalizmin aşıldığını, 21.yy'ın demokratizm çağı olduğunu ilan etmeleri, demokratik kökenli bir komünsel yaşamı hedeflemeleri ve bunları yaparken sosyalizmin onca kazanımını ukalaca bir biçimde aşağılamaları, marksizm'i adeta iğdiş etmeleri hareketin sosyalizmsiz hareket ettiğini de göstermiştir.

bu olup bitenlere rağmen ve 99 sürecinden sonra ab ile bütünleşmenin tamamlanması, ucube bir demokratik liberalizm politikaları izlemelerine rağmen hareketi sosyalist olarak atfetmek bilgisizlikten öte bir liberal entelektüelizmin intiharı olarak adlandırılmalıdır. düzenin organik aydınlarının evrildikleri süreçte tarih önünde kendilerini komik duruma düşürmeleri ve insanlık tarihinin en önemli amacı olan sosyalizmi bir küfür olarak kullanmalarını gülerek izlemekteyiz. liberalizmin bu ideolojik saldırısına karşı tarihi ön plana çıkarmakta bizim boynumuzun borcu olsun.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar