bugün

gecenin belası duygu ritüeli

Duygu tecavüzüne başlayabiliriz. Ne kadar ve ne barındırıyorsanız hepsi tarafımdan halledilecek bu yazının sonunda.
Öncelikle cidden yalnızız lan. Hani etrafta zorunluluk gereği bulunan kalabalıktan bahsetmiyorum. Düşünsenize bir derdinizi sabaha kadar göz kırpmadan dinleyecek kimseniz var mı? ya da iyiyim dediğinizde bırak şimdi anlat diyen biri. Olmadığını sizde biliyorsunuz. Eğer öyle olmasa sürekli kendi kendinize konuşmazdınız değil mi.
Dikkat ediyorsanız istediklerimizin çoğu olmuyor. Yani hayatın matematiği çok tuhaf ve çok tuhaf şekilde bir kabullenmişlik var. Eğer on şey istiyorsak bunun biri ya da ikisi gerçekleşiyor. Bunu da düşünün bir 30 saniye. Son zamanlarda neler istediniz ve kaçı oldu. Cidden kötü bir ticarettir yaşamak.
Dengesi yok amına kodumunun hayatının. Şöyle ki hayat amacınız çok para kazanmaktır. Bir şekilde kazanırsınız ama bu sefer sağlığınızı kaybedersiniz. Hayat amacınız iyilik yapmaktır sürekli. Ama orospu çocuğunun biri çıkar sizi iyilik yapacağınıza pişman eder. Hayat amacınız bir yakınınıza bakmaktır, hayat amacınız ailenizdir, hayat amacınız sevgilinizdir. Sevgiliniz sizi terk eder. Aileniz bir sabah ölmüş olur. Hayat amacınız eşinizdir. Evlendiğiniz ilk yılların eseri olmaz ilerleyen yıllarda, sadece sıradan arkadaş olursunuz. Hayat amacınız arkadaşlarınızdır, hiç ummadığınız anlarda sizi satarlar.
Arkadaş konusuna gelelim şimdi. Çünkü en komik konulardan biri budur ve en yanlış anlaşılan. Moda oldu herkesin bir kan kardeşi var artık. Ama dikkat edin sizde yaşamışsınızdır kardeşim dediğiniz kişiler mutlaka sizi bir gün satıyor. Çok tuhaf değil mi lan sürekli bir ihanet çemberi içerisindeyiz. Demeyin kardeşim, her samimi olduğunuz kişiye, iki sırrınızı paylaştığınız kişilere, komik küfürleştiğiniz kişilere kardeşim, can dostum demeyin. Dozunda güvenin. Bakın bu çok önemli sürekli bir sınır olsun aranızda o sınırı geçmesine izin vermeyin yoksa ananızdan emdiğiniz sütü pişman ederler. Size tek bir şey söyleyeceğim, eğer sizin için ucu ölüm olan belalara bile atılacak kişilere can dostum deyin. Ölümüne sizi seven dostunuz, para,kız,erkek,şan,şöhret,yeni arkadaşlar,mesafe gibi nedenlerle sizi satmaz.
Gelelim evleneceğiniz kişiye, ulan bu sizin hayatınızın en en en önemli kararı biliyor musunuz. Bir çoğunuz farkında değil, her önüne gelenle evleniyor ve hayatını mahvediyor. Gidin araştırın facebookta evlilik anketlerine bakın %70-80 i eşinden memnun değildir. Eğer mutsuz bir evliliğiniz olursa ahanda yandınız demektir. O yüzden karşınıza çıkan insanı şöyle bir düşünün acaba ben bununla 30 sene aynı evde yaşayabilir miyim, nelerde sorun çıkar, o sorunları halledebilir miyiz, şu an kavga ettiğimizde ne kadar sürede barışıyoruz gibi sorularla 1-2 yıllık ilişki geçmişinizi değil de 30-40 yıllık geleceğini tasarla.
Gelelim vatan, millet konusuna. Kardeşim sizin yaşadığınız vatanı sevmekten başka çareniz yok şayet insan gibi yaşayabilmek istiyorsanız. Allah her insanı yaratıyor ve belli coğrafyalara dağıtıyor. Eğer fransada doğduysan fransayı savunacaksın. italyansan ölümüne italya bayrağı için savaşacaksın. Eğer amerikalıysan amerika için her şeyi yapacaksın. Eğer türkiye'de yaşıyorsan bu vatanı kendi ananın namusunu korur gibi koruyacaksın. Çünkü elin ingilizi senin ülkene girdiğinde ilk bakacakları kadın senin anan bacın olacak ki geçmişte bu çok oldu. istediğin milletten ol istersen persli ol ama türkiye'de yaşıyorsan bu ülkeyi savunmak, geliştirmek zorundasın. Aksi olamaz abi bunun alternatifi yok. Yaşadığı vatanı savunmayan, sevmeyen net piçtir. Anası babası belli değildir. Elin amerikalısına kızmayın. Onlarda ülkelerini öyle süper güç yapıyorlar. orospu çocukluğu mu evet çok orospu çocukluğu yapıyorlar ama süper güçler mi evet, kazanıyorlar mı evet, kalkınıyorlar mı evet. Onların yöntemide bu kızmayacaksın. Sen kendine bakacaksın. Herkes çalışacak, didinecek, laf uzattırmayacak, uğraşacak, savunacak.
Siyasete hiç girmiyorum bile siyaset eşittir bokluk demektir.
Peki hayat hep kötü şeylerden mi ibaret hayır tabiki. Hayat yeni doğmuş evladının minik avuçlarını sıkmaktır, hayat yemyeşil yaylanın serinini içine işletip o üşümedir, bazen bir futbol maçı, bazen bir online oyundur, bazen hoş bir şarkıyı yüzlerce kez dinlemektir, bazen arkadaşa komik bir şaka yapmaktır, bazen annene sarılmak bazen annenin hasretine sarılmaktır. Bazen düşersin herkesin içinde utanırsın ya da takmazsın. Ama şu an oturuyorsun ve zamanında defalarca düştüğün yerden kalktın. Her düştüğünde de böyle kalkacaksın çünkü dediğim gibi dostum hayat ilginç bir terazi. Seni yere düşürüyorsa tekrar düşürmek için ayağa kaldırıyor.
Daha yazılacak çok şey var bu yazı dizisinin bu ilk partıydı. Sevgilerle dostlar. Bir şey olursa polisi değil beni arayın.