bugün

akp seçmeni

mantıklısı vardır, mantıksızı vardır.

dolar euro bilmemne artması değil mesele. kaç paraya kaç kilo et, peynir aldığın da değil.

mesele şu usta, biz neden dünyanın salak kalabalığı olmayı 1944'te kabul ettik? neden doları rezerv para olarak kabul ettik? 1 ons 35 dolar iken önce 38'e, sonra 42,5 dolara çıkarıldı e tamam. peki neden 1974 temmuz'da alınan kararla doların altından bağımsız sdr'ye göre basımını gerçekleştirdiklerinde sesimizi biz salaklar çıkarmadık. 1974 acaba neden kıbrıs işgali, acaba neden ingiliz garantörlüğünün geri çekilmesi, acaba neden abd ambargosu, sorgulayalım.

5 ağustos 1971 doların devaülasyonu
15 ağustos 1971 doların varlık olmaktan çıkarılıp borç senedine dönüştürülmesi olayı. yani dolar artık altına dönüştürülemiyordu
abd istediği kadar dolar bastı ancak sorun geçici olarak çözüldü, sonra;
12 şubat 1973 devalüasyonu geldi.
-1971 ve 1973 devalüasyonları nixon şokları diye anılmakta
15 Ekim 1973 oapec'in abd ve israil'e petrol ambargosu ve sonucunda petrol krizi
Temmuz 1974'te doların imf tarafından geliştirilen sepet tekniğine bağlanarak altın ile ilişiğinin kesilmesi
15 temmuz 1974 kıbrıs'a yunan darbesi
17 temmuz 1974 ecevit - ingiltere görüşmesi (ingilizler lozan 21. maddeyi ihlal ederek garantörlükten çekilir)
20 Temmuz 1974 kıbrıs barış harekatı (ayşe tatile çıkar)
5 şubat 1975 abd silah ambargosu

gibi gibi. sorgulanacak çok şey var.

-bilgi-

Uluslararası para birimi olarak SDR'nin değeri ilk yıllarda Bretton Woods sisteminde olduğu gibi 0.88867 gram saf altınla ifade edilmiştir. Benimsenen bu değerlendirme tekniğine göre SDR'nin altın değeri sabit kabul edildiğinden SDR'ye "kâğıt altın" da denilmiştir. Ancak çeşitli paraların altın karşısında değer kaybetmesi SDR'nin değerini giderek arttırmış ve 1974 yılından itibaren SDR'nin altınla ilişkisi tamamen kesilerek "sepet tekniği" adı verilen yeni bir değerlendirme şekli geliştirilmiştir. IMF tarafından geliştirilen bu teknikte, SDR'nin değeri gelişmiş batılı 16 ülkenin paralarının belirli oranlarda birleşmesiyle hesaplanmaya başlamıştır.

-bilgi-

sonuç olarak pazara çıkınca kaça ne aldığına göre oy verenler ile, dünya sistemini yeni bir örgütlenme ile değiştirmeyi hedefleyenlerin karşılıklı atıştıkları bir seçim dönemi geçirdik.

%5 bir kitle var aşağı yukarı. bu %5'lik kitlenin ağırlığı nereye koyduğuyla alakalı seçim sonuçları değişiyor bu ülkede. geri kalan oy veren %90-95 civarı bilinçsiz oy kullanıyor kanısındayım. kimden yanlı olursa olsun.