bugün

androjenler

yunanca andro="erkek" ve gennan="üretmek" sözcüklerinden türetilip biyoloji literatürüne kazandırılmıştır.

androjenler, pregnenolonun vücudun çeşitli dokularında, özellikle de gonadlarda ve adrenal bezlerde dönüştürülmesiyle üretilen 19 karbonlu bir steroid sınıfını ifâde eder. androjen steroidlere örnek olarak testosteron, dihidrotestosteron (dht), dehidroepiandrosteron (dhea) ve dehidroepiandrosteron sülfat (dheas) verilebilir. popüler anlayışın aksine androjenler erkeksi fenotip ve davranışın pek çok yönünden sorumlu olmasına rağmen tamâmen “erkek” hormonu değildir. normal erkek fetal dönem ve doğum sonrası gelişimdeki önemine ek olarak androjenler hem modern insanlarda hem de insan olmayan primatlarda çeşitli davranışlarda önemli rol oynar ve düzeyleri davranışlardan, duygulardan, çevresel koşullardan etkilenir. örneğin üreme davranışındaki mevsimsel değişiklikler, ilişkili agonistik etkileşimler ve bölgesel saldırganlık, gonadal androjen düzeylerindeki değişimlerle alâkalıdır. benzer şekilde gonadal androjenler modern insanlarda bireyler arası fiziksel veya zihinsel rekâbet hâlinde elevasyona uğrar ve kazananlarda yüksek seviyede seyretmeye bir müddet devam ederken kaybedenlerde düşüşe geçer. dolaşımdaki gonadal androjenlerin seviyesi potansiyel olarak diyet ve vücut kompozisyonundaki farlılıklarla ilişkili olarak modern insan popülasyonları arasında büyük ölçüde değişmektedir. androjenlerin uzun süreli, kronik olarak yükselmiş düzeyinin modern insanlarda prostat kanseri gibi ciddi hastalıklar başta olmak üzere pek çok sağlık bozukluğuyla ilişkili olduğu tıbbî literatürde yer bulmuştur.

bir androjen olarak testosteron:
görsel