bugün
- ahmet uğurlu15
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi19
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı8
- amında oyalanmak istiyorum10
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak13
- sağlık bakanının suriyeli rakamları8
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi11
- albay kemal22
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi15
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- erdoğan'ın mülteci sevdası16
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi9
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür15
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi14
- dinci zekası8
- magicovento38
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk14
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz29
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız12
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi20
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- atatürkün mason localarını kapattırması13
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi8
- son 22 yılın özeti12
- d varank21
- uzun entry giren erkek9
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün8
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır16
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular19
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti14
- üçten fazla dövmesi olan kız8
- icardi190511
- zenci erkekler neden ilgi görüyor9
- afganistana vizelerin kaldırılması17
- kadınlara vajinalı demek11
- fenerbahçe11
- japonya'nın yarısı kürtlerindir17
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması13
- kemalizm20
- müge anlı daki 18 yaşındaki lamia12
yirmibirinci yüzyıl komplekslerini, bütün geleneklerimize, tarihimize, dinimize, kültürümüze velhasıl-ı kelam bizi biz yapan bütün değerlerimize saldırabilmek için referans alan sözlük yazarlarına karşı naif bir sitem ifadesidir.
neredeyse bizim dışımızdaki tüm dünyalılar, medeniyetlerinin köklerini tarihin en eski çağlarına dayandırmak için, acz içindeki milliyetlerini yokluyorlar. mesela bir helen kimliği mensubiyeti (şuuru) 10-11. yüzyıllarda ortaya çıkmasına rağmen, batı helenizmin tarihini kendi tarihi gibi yazıyor. romanın ihtişamı bugün bile gözlerini kamaştırıyor. pers medeniyeti, çin medeniyeti...olimpiyatların açılış ve kapanışını seyredenler doğunun da aynı haklı heves içinde olduğunu bir kez daha anladılar.
ancak bizim gibi, tarihi 40 parçaya bölünmüş ve genç nesillerine sağlıklı öğretilememiş milletler ki, tıpkı sanayide, bilimde, felsefede vb. alanlarda üretmeden tüketmeye alışık oldukları için, kültürde de aynı alışkanlıkları nüksediyor. ne zaman klasiklerimizden bahis açılsa, ne zaman bin yıllık bir adetimizden söz edilse, "bu yüzyılda hala mı?" sorusunu soran birisi çıkıyor!
bu yüzyıldan önceki her şeyimizi silip atacaksak yerine neyi ikame edeceğiz? 21. yüzyılda türk medeniyeti olarak, bırakın dünya uluslarını, kendi insanımıza sunduğumuz ne var? biz tükettiğimiz kadar hızlı üreten bir nesil değiliz malesef. öyleyse bu yüzyılın modasına uyarak bir kenara attığımız her değer medeniyetimizi fakirleştirecektir.
pek tabi ki bu sitem, "ölen ağabeyin eşini kardeşi eş olarak alsın" gibi bir beklentinin ifadesi değildir. ancak, "bu zamanda dede efendi dinlemek de neyin nesi?" gibi, yokluğu medeniyetimizi fakirleştirecek değerler de bu kadar kolay harcanmamalıdır.
bir medeniyet, asırlar boyu sadece insan boğazlayarak oluşmaz. dünyanın 6-7 yaşayan büyük medeniyetinden birisi olan türk medeniyeti de böyle bir medeniyet değildir. kimi zaman divriği ulu camii üzerindeki zerafeti, kimi zaman tamburi cemil beyin ruhaniyetini, kimi zaman mustafa kemal'in hürriyet aşkını, kimi zaman fuzuli'nin sevdasını, kimi zaman semerkant'ın mamuriyetini ama illa ki her zaman bir kıymetimizi hor gören, anlamayan, kıymet vermeyen, burun kıvıran birileri çıkıyor.
eski bir kültür bakanımızdan şöyle bir hatıra dinlemiştim:
bir resmi ziyaret için macaristan'a giderler. havaalanından karşılandıktan sonra kalacakları yere giderken bir asker heykeli görür ve yanındaki meslektaşı kültür bakanına kim olduğunu sorar. macar kültür bakanı, falanca komutan diye cevap verir. bizim kültür bakanımız, hangi faydaları sağladığını öğrenmek isteyince, heykeli dikilen askerin çok savaşlar yaptığını ancak hiçbirini kazanamadığını söyler. bakanımız biraz şaşırır ve o halde heykelini niye diktiklerini sorar. cevap enteresandır:
- o, bu ülke için savaştı. hiçbirini kazanamamış olsa bile, bizim tarihimizin bir parçasıdır...
laf uzayıp gider. demek istediğim, sabah akşam biz şöyle büyük milletiz, böyle büyük milletiz diye gezinelim değil. tarihin en büyük medeni miraslarından birinin üzerinde oturuyoruz. hatasıyla sevabıyla bu miras bizim, bu mirasa sahip olduğumuz için dünyada "türk" olarak kendimizi ifade ediyoruz. bu köklerden güç almadan yarını inşa şansımız yok. tabiatı icabıyla, bu mirası reddetmek gibi bir lükse de sahip değiliz.
o halde, tarihin bir bütün şeklinde devam edegelen çizgisini iyi anlayabilmeli, kendimizi hor görmeyi bırakıp, sahibi olduğumuz medeniyeti geliştirerek insanlığa katkıda bulunmalıyız.
bunun aksi, başkasının ürettiğini tüketmek için var gücüyle çalışan, üretebildiklerini başka bir kültürün devam edebilmesi için harcayan bir topluluk olmaktır.
bizim 21. yüzyılda en çok, kendimizi yeniden tanımaya, güvenmeye ve çalışmaya ihtiyacımız var. mustafa kemal'in dediği gibi:
türk övün, çalış, güven!
neredeyse bizim dışımızdaki tüm dünyalılar, medeniyetlerinin köklerini tarihin en eski çağlarına dayandırmak için, acz içindeki milliyetlerini yokluyorlar. mesela bir helen kimliği mensubiyeti (şuuru) 10-11. yüzyıllarda ortaya çıkmasına rağmen, batı helenizmin tarihini kendi tarihi gibi yazıyor. romanın ihtişamı bugün bile gözlerini kamaştırıyor. pers medeniyeti, çin medeniyeti...olimpiyatların açılış ve kapanışını seyredenler doğunun da aynı haklı heves içinde olduğunu bir kez daha anladılar.
ancak bizim gibi, tarihi 40 parçaya bölünmüş ve genç nesillerine sağlıklı öğretilememiş milletler ki, tıpkı sanayide, bilimde, felsefede vb. alanlarda üretmeden tüketmeye alışık oldukları için, kültürde de aynı alışkanlıkları nüksediyor. ne zaman klasiklerimizden bahis açılsa, ne zaman bin yıllık bir adetimizden söz edilse, "bu yüzyılda hala mı?" sorusunu soran birisi çıkıyor!
bu yüzyıldan önceki her şeyimizi silip atacaksak yerine neyi ikame edeceğiz? 21. yüzyılda türk medeniyeti olarak, bırakın dünya uluslarını, kendi insanımıza sunduğumuz ne var? biz tükettiğimiz kadar hızlı üreten bir nesil değiliz malesef. öyleyse bu yüzyılın modasına uyarak bir kenara attığımız her değer medeniyetimizi fakirleştirecektir.
pek tabi ki bu sitem, "ölen ağabeyin eşini kardeşi eş olarak alsın" gibi bir beklentinin ifadesi değildir. ancak, "bu zamanda dede efendi dinlemek de neyin nesi?" gibi, yokluğu medeniyetimizi fakirleştirecek değerler de bu kadar kolay harcanmamalıdır.
bir medeniyet, asırlar boyu sadece insan boğazlayarak oluşmaz. dünyanın 6-7 yaşayan büyük medeniyetinden birisi olan türk medeniyeti de böyle bir medeniyet değildir. kimi zaman divriği ulu camii üzerindeki zerafeti, kimi zaman tamburi cemil beyin ruhaniyetini, kimi zaman mustafa kemal'in hürriyet aşkını, kimi zaman fuzuli'nin sevdasını, kimi zaman semerkant'ın mamuriyetini ama illa ki her zaman bir kıymetimizi hor gören, anlamayan, kıymet vermeyen, burun kıvıran birileri çıkıyor.
eski bir kültür bakanımızdan şöyle bir hatıra dinlemiştim:
bir resmi ziyaret için macaristan'a giderler. havaalanından karşılandıktan sonra kalacakları yere giderken bir asker heykeli görür ve yanındaki meslektaşı kültür bakanına kim olduğunu sorar. macar kültür bakanı, falanca komutan diye cevap verir. bizim kültür bakanımız, hangi faydaları sağladığını öğrenmek isteyince, heykeli dikilen askerin çok savaşlar yaptığını ancak hiçbirini kazanamadığını söyler. bakanımız biraz şaşırır ve o halde heykelini niye diktiklerini sorar. cevap enteresandır:
- o, bu ülke için savaştı. hiçbirini kazanamamış olsa bile, bizim tarihimizin bir parçasıdır...
laf uzayıp gider. demek istediğim, sabah akşam biz şöyle büyük milletiz, böyle büyük milletiz diye gezinelim değil. tarihin en büyük medeni miraslarından birinin üzerinde oturuyoruz. hatasıyla sevabıyla bu miras bizim, bu mirasa sahip olduğumuz için dünyada "türk" olarak kendimizi ifade ediyoruz. bu köklerden güç almadan yarını inşa şansımız yok. tabiatı icabıyla, bu mirası reddetmek gibi bir lükse de sahip değiliz.
o halde, tarihin bir bütün şeklinde devam edegelen çizgisini iyi anlayabilmeli, kendimizi hor görmeyi bırakıp, sahibi olduğumuz medeniyeti geliştirerek insanlığa katkıda bulunmalıyız.
bunun aksi, başkasının ürettiğini tüketmek için var gücüyle çalışan, üretebildiklerini başka bir kültürün devam edebilmesi için harcayan bir topluluk olmaktır.
bizim 21. yüzyılda en çok, kendimizi yeniden tanımaya, güvenmeye ve çalışmaya ihtiyacımız var. mustafa kemal'in dediği gibi:
türk övün, çalış, güven!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar