bugün

kırmızı çizgisi kudüs olanların devamlı keklenmesi

kırmızı çizgisi kudüs olanların sürekli dolandırılması, sürekli kandırılmasıdır.

yeni nesil bilmez, vakti zamanında bir kombassan vardı, kombassan kırmızı çizgisi kudüs olanları dolandırmıştı.
endüstri holding vardı misal, yimpaş vardı bunların dolandırdıkları da hep kırmızı çizgisi kudüs olanlardı.
sonra jet fadıl çıktı, o da kırmızı çizgisi kudüs olanları her 5 senede bir istikrarlı bir şekilde dolandırdı.

kırmızı çizgisi kudüs olanlar bir gemiye doluştu, israil'e gitmeye kalktı, kırmızı çizgileri kudüs olduğu için canlarını vermekten bile çekinmediler.
sonra, kırmızı çizgisi kudüs olan hükümet, kudus'ü başkent ilan eden israil'den tazminat aldı ve kırmızı çizgisi kudüs olup da mavi marmara'da ölen vatandaşlara bu tazminatı ödemedi.
olsun, nasılsa kudüs kırmızı çizgimizdi, ölen öldüğüyle kalmıştı.

sonra kırmızı çizgisi kudüs olan hayırsever bir iş adamı türedi.
kırmızı çizgisi kudüs olan vekilleri, bakanları rutin rüşvet çarkına bağladı.
sonra meclis kürsüsünde rüşvet olarak alınan saatin parasının ödendiğine dair bir peçete belge olarak sunuldu, kırmızı çizgisi kudüs olan herkes bu belgeye inandı ve onları el birliğiyle akladılar.

ve bütün bunların çetelesini tutan bir dombili artık her şeyin farkındaydı.
kudüs gerçekten kırmızı çizgimizdi.
o da yanına diriliş ertuğrul'un demircisi deli demir'i alarak kudüs'ün kırmızı çizgimiz olduğunu insanlara anlatarak kırmızı çizgisi kudüs olanlardan topladığı 511 milyon lira ile uruguay'a kaçtı.

ama bir sorun niye kaçtı?
orada filistinli mazlumları barındıracak bir mülteci tesisi kurmak için uruguay'a kaçtı.

3 sene sonra gelip "kudüs bizim kırmızı çizgimiz olduğu için uruguay'a gittim" deyip bir 500 milyon daha tokatlar nasılsa.
ne de olsa kudüs hepimizin kırmızı çizgisi değil mi?