bugün

rang e khoda

-cennetin rengi-

"Kör olduğum için herkes benden kaçıyor. Eğer görebilseydim diğer çocuklarla birlikte köy okuluna devam edebilirdim ama ta dünyanın öbür ucundaki körler okuluna gitmek zorundayım. Öğretmenimiz, Allah’ın bizleri diğer kullarından daha çok sevdiğini söylüyor ama ben diyorum ki madem öyle bizi kör yaratmazdı ki. Böylece Onu görebilelim. Öğretmenimiz dedi ki allah görünmezdir. O her yerdedir. Onu hissedebilirsin. Onu parmak uçlarını kullanarak görebilirsin. Allah’ı bulana kadar ellerimle her yere dokunacağım ve bulduğumda da, kalbimin bütün sırları dâhil, her şeyi anlatacağım."
görsel
muhammed'in sesiyle yavru kuşu fark edip ağaca tırmanarak onu yuvaya koyması filmin başında aldı.

Bir haftadır sözlük yazarlarının fiziksel kusurları diye bir başlığı okuyorum ve de sözlük yazarlarının zaafları gibi şeyleri aynaya bakıp düşünüyorum. Çok cevabım oluyor aslında. ne bileyim cüceyim sanırım, dudağım bence fazla büyük, uzağı net göremiyorum, insanların elleri ve bileklerine takılıp kalıyorum.
Gözleriyle görmeden doğayı benden daha çok duyumsayabilen insanları film olarak konu aldıklarında tüm egom, kusurlarım çöp oluyor. Acıtan şey ise yaptığım bir anlık empatiyi ömür boyu yaşayan insanlar var. Sanıyorum ki en büyük zaafım bu. doğa tasvirimde kelimelerim hep bi' eksik kalacak.