bugün

guneydogu ya 12 milyar dolarlik yatirim yapilmasi

eskiden, vatani görevimi icra etmeden önce her fırsatta savunduğum bir düşünce vardı. ''neden kendi memleketlerinde yaşamıyorlar da, bok varmış gibi istanbul'a, izmir'e geliyorlar'' diye söylerdim hep. ama dedim ya, askerliğimi doğu bölgesinde yapıp da orada mecburen yaşamam gerekince anladım her şeyi.

neyi anladım?

en doğu bölgelerde zeminden 9 ay kalkmayan buz kütleleri yüzünden, güneydoğu'da da su olmadığından, toprakların hayvancılığa ve tarıma olanak sağlayamadığına şahit oldum. ayrıca sanayi denen kavramın oralara hiç uğramadığını, bunu insanların sadece televizyonlarda görebildiğini.. hal böyleyken, ben doğu'da yaşayan bir vatandaş olsam, bir dakika durmaz batı'ya göçerdim..

görmesem inanmazdım. bir ihtiyar amca, birkaç adet keçiyi otlatabilmek için bizim dağcılık malzemeleriyle bile çıkamayacağımız o eğimli tepeye çıkmış, kayalıkların üzerinde bulunan birkaç adet ot parçasını hayvanlarına yedirmeye çalışıyordu.

çarşı izni denen sıkıcı aktiviteyi icra ettiğimiz anlarda, merkezde tostçu ve dürümcüden başka bir şey göremeyince cidden çok üzülmüştüm. tek geçim kaynakları, askerlerin çarşıya çıktıklarında yiyeceği yemeklerdi.

evet, elektriği kaçak kullanmalarını kendime yediremiyorum. iş yok, para yok, hep sefalet, tam cehalet.. çok acı ama eğitimsizlik ve cehaletlerinden dolayı, sorumlu vatandaş mantığını kavrayıp, bunun onlara neler kazandıracağının farkına varamıyorlar. her şeyi devletten beklediklerini düşünmüyorum, zira devletin o bölgelere hiçbir katkısı yok. ne yapıyorlarsa kendi çabalarıyla.. devletin yardımcı olmaya çalıştığı dönemlerde de, piç iş adamlarının tezgahlarına gelip, oyunlarına düşmüşler. biz bu durumda olsak, elektiriği kaçak kullanmayı denemez miydik diye de düşünmedim değil hani..

bu ciddi meblağlı yatırımı destekleyebilmem için tek şartım;

iş adamlarının doğu bölgelerine yatırım yapmak amacıyla devletten çok düşük faizlerle aldıkları kredileri katakulli yapıp batı'da değil de, asıl ihtiyaç olan doğu'da kullanmalarıdır.