bugün

ülkenin başına geçseniz yapacaklarınız

Siyki gotune denk " istemezuk" çilerin ,konuyu açık gotun ve içkinin bekasından başka hiçbir noktaya taşıyamadıkları mevzudur.

güçlü bir devlet, güçlü bir toplum olmaktan geçer. Güçlü bir toplum ise üreten, muhtaç bırakılmayan ve eğitimli bireylerden; huzurlu ailelerden ortaya çıkar.

Yani yukardaki siki gotune denk ergenler hariç hemen hemen herkes Türkiye nin bir numaralı sorunun adil bir gelir dağılımı olmaması olduğunu bilir. Türkiye için başa geçecek bir kişi önce bu sorunu ortadan kaldırmalıdır.
Çünkü, terör, rüşvet, fuhuş, hırsızlık, güvensizlik, toplumu yaralayan sınıf farkları bu sorundan ortaya çıkar.

Türkiyede gelir dağılımı adaletsizliğine sebep olan bir numaralı etken; hiçbir şey üretmeden " al-sat" işi yapan marketler ve mağazalar zincirleridir. Bu oluşumlar bakkalda, manavda ne satılıyorsa aynısını alıp satarlar. Tek yaptıkları şey yüz binlerce küçük esnaf ve sanatkarın yok olmasına neden olmalarıdır.
devlet diyecek ki: Marketler ve mağazalar zincirine ihtiyacımız yok, bu işleri üniversite bitirmiş, boşta gezen , işsiz , bekar gençlere bırakacağız. Bu gençler bakkal, kasap, manav gibi işlerle evlerini geçindirecekler. Sizin paranız çok ise şöyle sizi organize sanayiye alalım, ülkemizin şu şu ihtiyaçları var , konu kapanmıştır.

Diğer taraftan nüfusumuzun neredeyse çeyreğini oluşturan bir kırsal ve köylü kesimimiz var ki ,şehirdeki çalışan işçinin alternatifi edilerek, ucuz iş gücü olarak görülüyor. Bu vatandaşlarımız tarımla , hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Lakin, son yıllardaki yanlış politikalar yüzünden hayvancılık ve tarım da patronların eline geçmeye başladı.
Burada yapılması gereken hayvancılığın ve tarımın tekrar köylüye, kırsal kesime iade edilmesidir.

Diğer taraftan, köylünün ve kırsal kesimin ürettiği ürünlerin, tarla fiyatıyla market fiyatı arasında en az on katı fark olmasıdır. Bu durumda hem üreticinin hem de tüketicinin aracılar tarafından zulme uğraması anlamına geliyor.

Devlet, direkt olarak tarım ürünleri üreten kesimi kooperatifleştirmeli ve yurdun dört bir yanına, aynen bakkallar gibi şubeler açmalıdır. işlenmemiş tarım ürünlerini üreticiden başka hiçbir esnaf alıp satmamalıdır. Türkiye ekonomisi hiçbir şey üretmeden al sat işi yapan vicdansız kesime terk edilmemelidir.

iş böyle olursa hiç kimse işsiz, güçsüz kalmaz. Şehirler de çalışan işçinin bolca alternatifi de olmaz. Terör de biter, suçlar da azalır. Toplumdaki sınıf farkı da ortadan kalkar. Haa, sonra sanayileşirsin. Sanayileşmek için toplumun belli kesimlerini besleyip çoğunluğu aç, işsiz, sefil, perişan bırakmak bir Müslümana yakışmaz.

Yukardaki sistemi size ayetler ve hadislerle de destekleyebilirim.