yazarların dinden kopuşu nasıl oldu

tolstoy babanın itiraflarım'da anlattığı gibi. tekrar tekrar okunması gereken bir kitap.

s .. adında zeki ve dürüst bir adam, bana inanmaktan nasıl vazgeçtiğini anlatmıştı. bir av sırasında, o zamanlar 26 yaşındaymış, o gece kamp yaptıkları yerde çocukluktan kalma bir alışkanlıkla akşam vakti dua etmek için dizlerinin önüne çökmüş. onunla ava gelen ağabeyi, uzandığı kuru otların üzerinden onu izliyormuş. s dua etmeyi bitirip yatmak için hazırlanırken ağabeyi ona şöyle demiş: bunu hala yapıyorsun ha. aralarında başka bir konuşma geçmemiş; ama o günden sonra s dua etmeyi ve kiliseye gitmeyi bırakmış. 30 yıldır ne dua ediyor ne de pazar ayinlerine katılıyor. ne de kiliseye gidiyor. bu, ne ağabeyinin fikirlerinden, ne de kendisinin bu fikirlere katılmış olmasından, ne de kendi ruhunda başka bir inançta karar kılmış olmasından kaynaklanıyordu.

ağabeyinin söylediği söz; kendi ağırlığıyla zaten çökmek üzere olan bir duvarın, tek bir dokunuşla yıkılması gibi bir etki yapmıştı sadece. o söz, kendisinin inancın kapladığını sandığı yerde, aslında uzun süreden beri bir boşluğun var olageldiğini ve dua ederken bir takım sözleri söylemenin, istavroz çıkarmanın ve diz üstüne çökmenin oldukça mantıksız şeyler olduğunu göstermişti. mantıksızlığın iyice farkına varınca, bu hareketlerini devam ettirememişti. sanırım bu, insanların büyük bir çoğunluğunda böyle oldu, ve olmakta. kendilerine karşı dürüst, eğitim düzeyi bizimle aynı olan insanları kastediyorum; inanç ikrarını, dünyevi amaçlara ulaşmak için bir araç olarak kullananları değil. böyle insanlar en büyük imansızlardır; çünkü inanç, bu kimseler için dünyevi amaçlara ulaşmada bir araçsa eğer, o tabii ki inanç değildir.