bugün

27 temmuz 2008 güngören patlaması

medyada, sokakta, sözlükte, heryerde karşılaştığımız, insanları kutuplaştırma, saflara ayırma merakının sonucudur. daha niceleri olacak, çok kanlar akacaktır. normalde, zaten bir asırda yaşanabilecek krizleri 25 seneye sığdırmış bir ülke olarak, toplumsal tahammülsüzlüğün sınırlarında gezerken, yaşanması beklenen bir hadisedir, olmuştur. günahsız insanların yaşamlarını yitirmesi, yaralanması tabii ki çok üzücüdür.

"kurdu yakalamak için avını kovalamalısın"

meydana gelen bir olayın, kim tarafından, hangi amaçla yapıldığını kestirebilmek için einstein yahut arsimed olmaya lüzüm yoktur. başarısız yönetimlerin ortak özelliği, toplumları sürekli tedirgin olacakları metalarla karşı karşıya getirmekten başka çarelerinin olmamasıdır. bunun sebebi, tedirgin olan toplum, daha fazla çalkantıyı kaldıramayacak durumdadır, o kertede hiç bir şekilde, en ufak bir değişikliğe tahammülü yoktur, kanalize edilmeye hazırdır. tıpkı babasından her gece şiddet gören çocuklar gibi.

"kriz anlarında en iyi çözüm, ilk bulunandır"

normalde çok yanlış olmasına rağmen, 1980 den beri, köşeye sıkıştırılmış, temsili demokrasi uygulamaları ile, sadece seçimlerden seçimlere ülkenin yönetilmesine müdahil olabilmiş insanlar için gayet geçerli kavramdır. bu tarz kaos ortamlarında, insanlar sığınabileceklerine inandıkları bir otorite görmek isterler, yönetim her zaman karşılarıdadır.

"devletler hata yapmaz"

devletler hata yapar, sebebi devlet denen mekanizmayı insanların yönlendiriyor olmasıdır. sistemi kuran insan, uygulayan insan, denetleyen insan, açıklarını tespit edip delen, dejenere eden, suistimal eden yine insan. fakat devlet erkanına dahil, makam sahibi bir yada birden fazla insan hata yaptığında bu hata devlete mal edilir. devlet ise hiç bir zaman hatanın, hatadan kaynaklanan telafatın, suçlu yaftasının kendi sırtına iliştirilmesine müsade etmez. etmemek için toplum üzerindeki devlet yapılanmasına olan inancın devamlılığının sağlanması gereklidir ki, bunun için insanların ihtiyaç duyacağı iki şey vardır. ilki aşırı refah şartlarda bir yaşam, yahut yaşam şartlarındaki anlık ve aşırı düzelme, ki bunun sağlanması imkansızdır, ikinci olarak da insanların, devletten başka hiç bir şeye güvenemeyecek olmasıdır, ki bunu sağlamak çok kolaydır.

"yalancı şahitler ve günah keçileri"

ne zaman insanlar yönetimlerin hata yaptığını düşünmeye başlar, o zaman yönetimler, kendilerine güven ortamı yaratacak bir minval mutlaka bulur. insanlara en tesirli etki edecek minval maalesef ki kandır.

"dirsek teması"

mevcut her yapılanmanın içerisinde belli başlı dinamikler vardır. bunlar, kendileri ile aynı safta yahut karşı safta gördükleri tüm mekanizmalarla dirsek temasındadır. kontr-espiyonaj sadece istihbarat servislerinin kullandığı bir metod değildir. her örgütün, her çetenin, her partinin, her yapılanmanın içinde rakiplerinden, müttefiklerinden birileri mutlaka vardır. yapılan lobi çalışmaları sonucunda, birileri(!), birilerine(!), bir şey karşılığında(!) izin vermiş, vermek zorunda kalmıştır ki, bu olay yaşanmıştır.

"yok olmanın son aşaması en büyük olduğunu iddia etmektir"

yok olmaya yüz tutmuş olanlar herkesten önce bağırırlar. kimin neyi, ne için yaptığını sorgulamadan önce, yaşamış olayları, tümdengelim - tümevarım çerçevesinde incelemek, irdelemek gerekmektedir. hiç bir olay sebepsiz yere, bir anda gerçekleşmez, mutlaka bir duyan, bir bilen, verilmek istenen mesajlar, muhattaplar vardır. muhattapları mesajı başarılı bir şekilde okuyabilirse, olayların sonu gelir, diğer türlü bu yaşanan ne ilk can pazarıdır, ne de son olacaktır.

edit: yazılan yazılardan sonra her insanın bir failin olduğunun ortaya çıkıyor. kimine göre pkk, kimine göre dışardaki ergenekon mensupları, kimine göre ergenekon davasında çuvallayan iktidar. sebep soran yok. güngören de patlayan bombalar amacına ulaştı bile, muhattaplar mesajı okudu. 45/50 milyon kişiyi tek noktaya kanalize etmek bu kadar kolay olmamalı.

sığ beyin-siz-ler için edit: evet bu entryde, birilerinin bilgi sahibi oldukları halde saldırıya bile bile göz yumdukları ima edilmektedir...