bugün

araf

yeşim ustaoğlu'nun yönetmenliğini yapıp, senaryosunu yazdığı 2012 yapımı başarılı film.

kış atmosferi, Karabük'ün bir taşrasında arafta sıkışan hayaller-hayatlar, araftaki hayatların dinlenme tesisi çalışanlarından seçilmesi, Neslihan atagül, belki Özcan deniz bile çok güzel ayrıntılar. kadın cinselliği hatta gönüllü istismar, küçük şehrin sıkışmışlığından kurtulmaya çalışan eksik yaşantılar falan güzel kurgulanmış bence her şey. eksik yanları yok mu ? tabi ki var ama bu filmin anlatmak istediği fikrin önüne engel olmuyor. yeşim Ustaoğlu senaryoya çok eğilemiyor ya da filmlerinde boşluk bırakmayı fazla seviyor. diyaloglar zayıftı, atmosferin kasveti filmi götürdü, e tabi esasen de hikayesi.

Araf'ı yıllar evvel izlemiştim, detaylı bir gözle tekrar izledim. yönetmenin bir sonraki filmi olan tereddüt bu filmden biraz esin alınarak yola çıkılmış gibi geldi bana ve tabi tereddüt çok daha başarılı bir film bence.

--spoiler--

--spoiler--

havada kalmış birkaç sahne var. örneğin, olgun ile babasının olayı neydi ? Olgun'un annesi sahiden dayanamayıp basıp gitmiş miydi ? Özcan deniz evli miydi , zehraya aşık mıydı yoksa onun bedeninden mi faydalandı ? deryanın dramına neden üstünkörü değinildi ?

annesi ve babası yerel ağız ile konuşurken zehra neden tertemiz istanbul aksanı ile arz-ı endam etti ? hepimiz şahit olmuşuzdur ki, Karabük'te kurumsal bir dinlenme tesisinde çalışsan bile yörenin ağzı, aksanı diline yapışmıştır, ne kadar temiz istanbul şivesi kullanırsan kullan. bence bu kısım zehra karakterinin bugıydı.

hastane sahnesi inanılmazdı. azıcık uzun tutulmuş ama Neslihan oyunculuğu ile iyi vermiş oyunu. işin teknik tronik detaylarını çok bilmediğimden, 4-5 aylık ölü bir bebeğin böylesi düşebileceği, genç bir kadının bu bebeği kendi imkanlarıyla bir tuvalette çıkarabileceği ihtimalleri falan bilmiyorum yani mümkünlüğünü. ahah bir de camdan attı bebeği. klozete atsaydın bari kız.