bugün

ben bu yazıyı ona yazdım

bildiğimi sandığım bir çok şeyi bilmediğimi sen öğrettin...mesela ben, seni büyük bir hevesle sevdim. en zeki, en güçlü, en çekici olarak seni gördüm. sandım ki ben seni çok seversem sen de beni hak ettiğim gibi seversin. oysa benim sana alışıp daha çok sevdiğim bunca yıl içinde sen insanlığına dair birçok vasfını kaybetmişsin...bazen elime siyah bir boya alıp hiç izi kalmayacak şekilde sana olan duygularımı silmek istiyorum. bir gün bu yaptığın haksızlıklar sana önemli bir bedel ödetecek adım gibi eminim. ben seni gözümden sakınırken sen beni hiçe mi saydın yani? ve bu senin yanına kar mı kaldı? böyle mi düşünüyorsun acaba? şimdi içinde yaşadığın lale devri baki mi kalacak sanıyorsun? yanıldığını anlayacaksın. iş işten geçmiş olacak. duvarlarımı örmeye başladığım an köprüleri de yıkacağımdan emin ol. dışlanmak , dışarıda kalmak, uzakta tutulmak nasıl bir şeymiş öğrenmek lazım. haa hani o şimdi birlikte eller havada modunda lay lay lom ettiklerin, seni eğlendiren, boş zamanlarını tümüyle adadığın kişiler var ya; zaman her şeyin tersini görmek için yeterince uzun, seni nasıl mutsuz edeceklerini de göreceksin elbet. kimi neye değiştiğini, kimler için kimler, hiçe saydığını anlayacaksın. o zaman geçmişler olsun sana. benm yaptığım iyilikler hiç olmazsa sevap haneme yazıldı, sen kendi yaptıklarının hangi haneye yazıldığını düşün dur.