bugün

rüya günlüğü tutmak

her zaman işe yarar. ancak rüyaların içeriğinden çok, görülme sıklığı daha önemli. o yüzden, rüyaların tarihlerini not etmek belki de daha pratik ve daha faydalı olacaktır. çünkü uzun süre rüya görmeyen insanın, bilimsel olarak uyku esnasında nefes tempolu zihin boşaltma işlemini yapmadığının ve bu nedenle de uyku düzeninde ve vücudun dinlenme evrelerinde ciddi sıkıntılar yaşadığının bir göstergesidir.

örneğin gece mesaisinden çıktınız, kahvaltınızı yaptınız ve sabah saat 10 sıralarında uyudunuz. gece tekrar uyuyabilmek için, uykunuzun ilk 1-2 saatlik diliminde uyandığınız takdirde hem sabahki hem de bir sonraki gece uykunuzda rüya görmeniz olanaksızdır. ancak sabahki uykunuzu devam ettirip öğle vakitlerindeki bölümüne geldiğinizde vücudunuz, gece yaşanan yorgunluğu tam olarak uyku esnasında atacağı için nefes tempolu zihin boşaltımı işlevine geçebilecektir. uykunun zaman - işlev döngüsünde temel yaşam organlarının haricindeki tüm organların ve sistemlerin minimum çalışma seviyesine indiğini, akabinde vücudun tüm sinirlerinde/hücrelerinde yenilenmenin gerçekleştiğini ve en son olarak uykunun finalinde beyin sinirlerinin/hücrelerinin yenilendiğini biliyoruz. eğer sabahki uyku tamamlanmamış olsaydı, o zaman gece yaşanan yorgunluğun sadece 1 - 2 saat dinlenme ile geçiştirildiğinden ve vücudun ihtiyacı olan yenilenmeyi tamamlayamadığından bahsedebilirdik. bu kısa uyku sonrası ile gece planlanan uyku arasında yaşanan zaman diliminde eğer insanı hem mental hem de fiziksel açıdan yoran unsurlar ile karşılaşılmaz ise vücut gece uykusunda nefes tempolu zihin boşaltma işlemini gerçekleştirmeyecektir.

çünkü bir önceki gece mesaisinden kalan yorgunluk, beyin sinirlerinde kalan uyarılar ve bilgiler, beynin çalışma sistemine kalıcı olarak zarar verir. bunu elektrik yüklü yanıcı bir maddenin zamanla içerik ve dış görünüş itibariyle bozulmasına benzetebiliriz.