bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması11
- icardi190520
- oksijensizsu10
- insana kendini kötü hissettiren şeyler12
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- tilki ailesi8
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- suriyeliler suriye'ye dönsün14
- özgür özel10
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge37
- adolf hitler9
- anın görüntüsü9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel24
- nazar değdi sözlük12
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır19
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim21
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat13
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
Hayatın Sunduğu “Dev ilham” Reklamlardan Sonra Devam Edecek
Yanan parmağının acısıyla irkilip çekti elini mumdan. Sımsıkı yumduğu gözlerini hafiften aralayarak konuşmasına kaldığı yerden devam etmek istedi fakat kadının çoktan uyuyakaldığını gördü. Eşarbından çıkan bir tutam saçını görmezden gelmekte ne kadar zorlansa da, yüzündeki birkaç morluğa gözlerini dikti. Şimşek çakar gibi bir çığlık yankılandı kulağında. Yalnızlığının farkına, alt komşunun kendi garajını kullandığına sinirlenince vardı. “Çok yalnızım” dedi şairane olmaya çalışarak. “Bana en yakın alt kattakiler olduğu için ancak onlara kızabiliyorum, henüz hiç camları titretecek seviyede tartışamadım bu evde.” dedi. Tam camlara bakıyordu ki pimapen oldukları geldi aklına. Henüz hiç gizli gizli sevişmemişti. Gizleyebilecek 3. biri olmadı henüz hiç. Çoğu zaman 2. bile olmamışken.
Evde bir tur attı, çay suyu koydu. Tam eski sandalyesine kurulacakken, kadının hepten uyumaya başladığını gördü. Sanki her şey şiirselliği bozmak için uğraşıyordu. Bir battaniye örttü kadının üstüne, bir tanede kendi sırtına attı üşümediği halde. Yazacak kafayı bulamıyordu bir türlü. Sigara artık melankolikleştirmeye başlamadan önce öksürtüyor, balgam getiriyor, tükürüyor ve tekrar öksürtüyordu. Televizyonda acı bir olay bulabilmek için haber kanallarını gezerken, göbek atan yaşlılar gördü, doğum yapan bir aslanı geçti, balık tutan adamları atladı, tam yemek yapan kadının konuşmasına kaptırıyorken kendini onu da değiştirmeyi başardı, bir yarışma programından birkaç soruyu da cevabını bekleyerek ümidini tükettikten sonra aptal kutusunu kapattı. Kettle’dan fokurtular gelirken pencereye yaklaştı. Perdeyi çekmeden alnını cama dayayıp sokağı izlemek istedi. Top oynayan çocuklar görseydi, o an belki dünyanın en büyük şairi olurdu, cıvıldayan kuşlar görseydi de. En azından balkonlara asılmış çamaşırlar görseydi, kesin güzel bir şiir yazardı ama hiçbiri yoktu. Ne birisinden korkup ağaca tırmanan bir kedi vardı, ne çekirdek çitleyen teyzeler, ne de aşık bir çift. Tek gördüğü yamuk yumuk park edilmiş arabalar, hızla yürüyen insanlar, bir de düzenle dizilmiş çatılardı. Hiçbir şeyde ilham alacak bir asalet kalmamıştı. Üzerine hayallerle yeni dünyalar kurulacak hiçbir şey yoktu bu şehirde.
Bir şarkı açmak istedi radyodan, orada da pop müzik çalmaya başlayınca dayanamadı daha fazla, koca bir çığlık attı ve ağlamaya başladı. Kadın uyandı, “Ne oldu?” dedi. Hıçkırarak şu sözleri söyledi; ”Kalk yerine yat anne. Burada bir yerin ağrıyacak.”
Yanan parmağının acısıyla irkilip çekti elini mumdan. Sımsıkı yumduğu gözlerini hafiften aralayarak konuşmasına kaldığı yerden devam etmek istedi fakat kadının çoktan uyuyakaldığını gördü. Eşarbından çıkan bir tutam saçını görmezden gelmekte ne kadar zorlansa da, yüzündeki birkaç morluğa gözlerini dikti. Şimşek çakar gibi bir çığlık yankılandı kulağında. Yalnızlığının farkına, alt komşunun kendi garajını kullandığına sinirlenince vardı. “Çok yalnızım” dedi şairane olmaya çalışarak. “Bana en yakın alt kattakiler olduğu için ancak onlara kızabiliyorum, henüz hiç camları titretecek seviyede tartışamadım bu evde.” dedi. Tam camlara bakıyordu ki pimapen oldukları geldi aklına. Henüz hiç gizli gizli sevişmemişti. Gizleyebilecek 3. biri olmadı henüz hiç. Çoğu zaman 2. bile olmamışken.
Evde bir tur attı, çay suyu koydu. Tam eski sandalyesine kurulacakken, kadının hepten uyumaya başladığını gördü. Sanki her şey şiirselliği bozmak için uğraşıyordu. Bir battaniye örttü kadının üstüne, bir tanede kendi sırtına attı üşümediği halde. Yazacak kafayı bulamıyordu bir türlü. Sigara artık melankolikleştirmeye başlamadan önce öksürtüyor, balgam getiriyor, tükürüyor ve tekrar öksürtüyordu. Televizyonda acı bir olay bulabilmek için haber kanallarını gezerken, göbek atan yaşlılar gördü, doğum yapan bir aslanı geçti, balık tutan adamları atladı, tam yemek yapan kadının konuşmasına kaptırıyorken kendini onu da değiştirmeyi başardı, bir yarışma programından birkaç soruyu da cevabını bekleyerek ümidini tükettikten sonra aptal kutusunu kapattı. Kettle’dan fokurtular gelirken pencereye yaklaştı. Perdeyi çekmeden alnını cama dayayıp sokağı izlemek istedi. Top oynayan çocuklar görseydi, o an belki dünyanın en büyük şairi olurdu, cıvıldayan kuşlar görseydi de. En azından balkonlara asılmış çamaşırlar görseydi, kesin güzel bir şiir yazardı ama hiçbiri yoktu. Ne birisinden korkup ağaca tırmanan bir kedi vardı, ne çekirdek çitleyen teyzeler, ne de aşık bir çift. Tek gördüğü yamuk yumuk park edilmiş arabalar, hızla yürüyen insanlar, bir de düzenle dizilmiş çatılardı. Hiçbir şeyde ilham alacak bir asalet kalmamıştı. Üzerine hayallerle yeni dünyalar kurulacak hiçbir şey yoktu bu şehirde.
Bir şarkı açmak istedi radyodan, orada da pop müzik çalmaya başlayınca dayanamadı daha fazla, koca bir çığlık attı ve ağlamaya başladı. Kadın uyandı, “Ne oldu?” dedi. Hıçkırarak şu sözleri söyledi; ”Kalk yerine yat anne. Burada bir yerin ağrıyacak.”
güncel Önemli Başlıklar