bugün

ben bu yazıyı öylesine yazdım

saat 5:46... güneş gösterecek birazdan yüzünü ama benim ona gösterecek bir yüzüm yok. uykum yok, uyumak istemiyorum ama uyanık kalmakta istemiyorum. şuan olduğum yerde olmaktan memnun değilim fakat dünya üzerinde olmak istediğim bir yer de yok. bir bilinç sahibi olmak acı veriyor . öyleyse uyumalıyım sanırım. uyku bu dünyadaki en güzel nimet olmalı. bilince 8 saatlik bir mola. ama uyumayacağım. söylemiştim, uyumak istemiyorum. keşke bir koala olarak gelseydim dünyaya. hayatım boyunca başka bir yüz ifadesine ihtiyaç duymazdım. o manasız, boş bakış... evet hayatım boyunca o şekilde bakmak isterdim. gerçi günümün 3'te 2 sinde suratımda buna benzer bir ifade oluyor ancak bu konuda bir koala kadar başarılı olamadığımı itiraf etmek zorundayım. tanrı tarafından bana verilmiş en büyük yetenek ki bunun dünya üzerindeki en önemli yetenek olduğunu düşünüyorum; saatlerce suratımda boş bir ifade ile hiç bir şey yapmadan durmak. öyle ki bu şekilde dururken kendi varlığımı bile unutuyorum. var olmamak gibi bir şey... bir gün everest'e tırmanacağım. en büyük hayalim... everest'e tırmanıp aynı boş gözlerle dünyaya bakmak. herhalde ondan sonra everest'in zirvesinden kendimi aşağıya atarım zira fazlasıyla üşengeç biriyim ve aynı eforu zirveden aşağıya inmek için harcamak istemem. gerçi everest'e tırmanmak için de o kadar çaba harcar mıyım emin değilim. sanırım hiç bir zaman everest'e tırmanmayacağım. herhalde empire state binası da iş görür. hem tepesine varıp hayalimi gerçekleştirdiğim zaman kendimi aşağıya atmam gerekmez bir asansörü varken. evet evet, kesinlikle empire state'e çıkmalıyım. vay be saat 5:53 olmuş. gözlerim acıyor. sanırım uyumalıyım. ama uyumayacağım, söylemiştim uyumak istemiyorum.