bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

bir bozuk paranın düşüşü gibi düştüm hayatın ceplerinden..olanca gücümle yuvarlandım,yuvarlandım senden kaçmak için ve her bozuk para gibi bu kaçışın düşüşe varacağını biliyordum elbet..yine de kaçmak istedim...kaçmak istedim çünkü düşürdün sen beni...cebinde çıkardığım ses hoşuna gidiyordu belki,bu yüzden bir tülü harcamıyordun beni...ne zaman kıpırdasan birazcık ben buradayım diyordum hemen,beni sakın harcama...eline cebine atıyordun sen ben bana dokunmanın zevkini yaşıyordum bir an,sonra bir korkudur alıp yerden yere vururdu beni,şimdi borç verecek beni,şimdi benimle güzel bir kıza bir çay ısmarlayacak,şimdi beni kağıdın altına koyup kopyamı çıkaracak ve sonra bir köşede unutacak beni...dolmuşçu bozuk paranız yok mu diyecek o da çıkarıp:
-evet bozuk bu para!!!
diyecek uzatacak beni elin herifine...allah rızası için diyecek dilencinin biri,dilenciden kurtulmak için verecek beni...hiç olmadı yazı tura atarken düşürüverecek elinden,lösemili çocuklar yararına sakız kutusuna atacak beni..illa ki bir işe yarayacağım..ama istemiyordum işte..cebinde öylece durmak,her elini cebine attığında orada olmak istiyordum...bir gün düştüm hayatının delik cebinden...farketmedin bile...