bugün

şehirler arası otobüs yolculuğu kabusları

bebek ağlamaları,
şiveli muavinler,
yanındakinin seninle muhabbet kurmaya çalışması...

tamam bu sonuncusunda ne var diyebilirsiniz. şöyle söyleyeyim; ben kısa zaman içinde çok fazla otobüs yolculuğu yaptım. hepsi de toplamda 17 saat süren yolculuklardı ve bunun 13 saati şehirler arasında geçiyordu.

hiç tanımadığım biriyle, o kadar yakın mesafede muhabbet kurmaya kalkarsam 13 saat sonunda evlenmeye kadar gider o muhabbet. yol uzun, yaktırmayın geleceğinizi.

çok fazla kabus yaşadım. ama biri daha var ki hiç aklımdan çıkmayacak.
antalya' dan gaziantep' e gidiyorum. bunu söylememin sebebi, o yolu başka şekilde tanımlayamam.
bakın; gaziantep ile mersin arası otobüsle 4 saattir.
gaziantep ile antalya arası ise 13 saat.
(gerçi en son yolları düzeltiyorlardı yanlış bilgi vermeyeyim...)
bu yarım günlük yolcuğulun tamamı gece geçer, o meşhur virajlı sahil yolu da en babayiğit adamın uykusunu getirir.

anıya gelirsek...
otobüste benimle beraber 47 kişi daha var klasik.
bunların arasında da bir anne ve zihinsel engelli kızı var.
tüm otobüs yardımcı olmaya çalıştık diyelim.
yola çıktık, kız bağırmaya başladı.
en ufak bir şeyde basıyor çığlığı.
annesi çubuk kraker veriyor, istemediği için veriyor tizi.
ve benim 2 arka sıramdalar...
ilk başlarda tolare ediyorsun çünkü kız hasta.
ama o beşik yola gelince...
saat gece 2 veya 3. herkes uykulu. virajlar da otobüsü beşik gibi sallıyor. tam uyumak üzereyim, yolun birazını uyusam iyi olur diye düşünüyorum...
2 arkamdaki çaresiz anne de hasta kızıyla ilgilenmekten yorgun düşmüş olacak ki, içi geçmiş kadının. başı öne düşmüş.

tam uyuyacağım, bir çığlık geldi...
son 3 - 4 saattir bağırmadığı için unutmuştum.
yerimden zıpladım. tamamen refleksle ve şimdi utanarak ananı skiym yeter sus yaa diye söylendim. özür dilerim.

bunun neresi kabus diye sorulabilir. birinden rica edin, siz tam uykuya geçerken arkanızda acı dolu bir çığlık atsın. o gece gözünüzü kırpabilirseniz gelip elinizi sıkmak isterim.