bugün
- futbolcu ismiyle nick almak9
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü20
- icardi1905 silik olsun kampanyası26
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı16
- kanınıza rengini verir misiniz16
- bik bik'in balona binmesi13
- icardiyi tokat manyağı yapmak11
- abır nerede sorunsalı8
- arkadaşlar biri var23
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- vatandaşlık farkı alan otel10
- icardi190516
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı16
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
Ahmet Hamdi Tanpınar'dan sonra, Recaizade Mahmud Ekrem hakkında da böyle bir yazı yazmayı münasip gördüm. Arzu ediyorum ki ilgisini çekecek, merak edip okuyacak arkadaşlarımız sözlükte bulunuyordur. (Yazılanlar tamamen kendi araştırmalarımdan ve kalemimden özet teşkil eder.)
Ekrem Bey'i birçoğumuz, lise kitaplarında ki donmuş birkaç bilgiden (ki bunlar benim için birkaç palavradır.) öğrenmiş ve tanımışızdır. Lakin birçoğumuzun ismini bildiği, lakin hakkında birkaç kelam etmeyi asir gördüğü bu adam kimdir?
Ekrem bey 1847'de doğmuş 1914'de vefat etmiş, 64 yıllık yaşamına türlü zenginlikler katmış ve bunu nispeten edebiyat alanına da yansıtmaya çalışmış bir sanat adamıdır. Filhakika Ekrem Bey'i tamamı ile kendi hayatından izleri anlattığı Araba Sevdası romanındaki Bihruz Bey karakteri ile ilişkilendirilmesi gerektiğini söyleyerek galat etmiş olmayız. Aristokrat bir yazar ve aristokrat bir karakter. Hatta biraz daha ileri giderek Ekrem Bey'in, bu romanı bir iç hesaplaşmanın sonucunda ortaya çıkardığı da söylenebilir. Eserin yazıldığı tarih(1889), Ekrem Bey'in 47 yaşlarına denk gelir ki, bu vakitler artık gençlik heveslerinin bir kenara bırakıldığı, yaşlanmaya başlamış olmanın teessürünü taşıyan, nispeten daha akil düşünülebilen ve belki de geçmişte yapılmış yada yapılamamış şeylerin pişmanlığını barındıran bir dönemdir. Yine de bu teorimizi sağlam bir temele oturtmak için Ekrem Bey'in gençlik çağları hakkında fazlaca malumata ihtiyaç vardır ki bunları günümüzde edinebilmek imkansız denebilecek mertebeye gelmiştir. Romana teknik olarak bakmayı (özellikle Tanzimat döneminde) yanlış bulanlardanım. Tanzimat Dönemindeki romanlara teknik açıdan zayıf yaftasını vuranlar, Tanzimat'dan çok sonraki romanlarla Tanzimat romanlarını mukayese ederek bu kanıya varırlar ki bu benim açımdan kabul edilemezdir. Bizim romanı teknik açıdan zayıf kılacak delillerimiz Tanzimat sonrasındayken, romana tekniği zayıf demek ancak kestirip atmaktır ki bu bilgi de lise kitaplarından başka bir yerde bulunmaz. Gel gelelim Ekrem Bey'in en önemli eseri olarak gördüğüm Talim-i Edebiyata. Talim-i Edebiyat, Ekrem Bey'in Mekteb-i Mülkiye'de verdiği derslerin hülasasıdır ki Arab'ın belagatıyla ilk hesaplaşmamız da denebilir. Bunu yanında Talim-i Edebiyata bütünüyle batılı anlamda bir retorik kitap muamelesi yapmak da yanlış olacaktır. Eser edebiyatımızda eski-yeni tartışması olarak bildiğimiz, Naci-Ekrem tartışmasına da zemin hazırlar. Bunun sonucunda Zemzeme-Demdeme atışması meydana gelir ki bunlara girmek istemiyorum çünkü bu tartışmanın özü çok daha derindir. Ancak yine de şunu söylemeliyim, yeniyi temsil eden Ekrem Bey'in ve eskiyi temsil eden Naci Bey'in eserlerini mukayese edersek, aynı hat üzerinde olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu ironik tespit bize gösterir ki fikirler kaleme yansımakta zorlanmış, ancak zihinlerde kalmıştır. Son olarak Ekrem Bey'in şiir anlayışına değinmek istiyorum. Ekrem Bey'in şiiri bütünüyle şahsiyet arz eder. Bunun en büyük sebebi de talihin ondan üç çocuğunu da almış olmasıdır. Bu yüzden Ekrem Bey şiirde tamamı ile acının,kederin ve yakınmanın şairidir. Lakin bu yakınma Hamid Bey'de ki gibi(Abdülhak Hamid Tarhan) imanın kaybolması noktasına gelmez. Ekrem Bey'in defalarca okunmaya değer bir çok şiiri vardır belki. Ancak Ekrem Bey'e büyük bir şair demek büyük şairlere haksızlık olacaktır. Unutulmamalıdır ki Ekrem Bey'in yazarlık gücü şairlik gücünden fazladır.
Ekrem Bey'i bazı eserleri üzerinden kısaca böyle özetledik ki tiyatro alanını bu özete dahil etmedim. Eğer Ekrem Bey'i her eseri üzerinden burada anlatacak olsaydım zaten okunma ihtimalini çok düşük gördüğüm bu yazının bu ihtimali de kaybetmesine sebebiyet verebilirdim.
Ekrem Bey'i birçoğumuz, lise kitaplarında ki donmuş birkaç bilgiden (ki bunlar benim için birkaç palavradır.) öğrenmiş ve tanımışızdır. Lakin birçoğumuzun ismini bildiği, lakin hakkında birkaç kelam etmeyi asir gördüğü bu adam kimdir?
Ekrem bey 1847'de doğmuş 1914'de vefat etmiş, 64 yıllık yaşamına türlü zenginlikler katmış ve bunu nispeten edebiyat alanına da yansıtmaya çalışmış bir sanat adamıdır. Filhakika Ekrem Bey'i tamamı ile kendi hayatından izleri anlattığı Araba Sevdası romanındaki Bihruz Bey karakteri ile ilişkilendirilmesi gerektiğini söyleyerek galat etmiş olmayız. Aristokrat bir yazar ve aristokrat bir karakter. Hatta biraz daha ileri giderek Ekrem Bey'in, bu romanı bir iç hesaplaşmanın sonucunda ortaya çıkardığı da söylenebilir. Eserin yazıldığı tarih(1889), Ekrem Bey'in 47 yaşlarına denk gelir ki, bu vakitler artık gençlik heveslerinin bir kenara bırakıldığı, yaşlanmaya başlamış olmanın teessürünü taşıyan, nispeten daha akil düşünülebilen ve belki de geçmişte yapılmış yada yapılamamış şeylerin pişmanlığını barındıran bir dönemdir. Yine de bu teorimizi sağlam bir temele oturtmak için Ekrem Bey'in gençlik çağları hakkında fazlaca malumata ihtiyaç vardır ki bunları günümüzde edinebilmek imkansız denebilecek mertebeye gelmiştir. Romana teknik olarak bakmayı (özellikle Tanzimat döneminde) yanlış bulanlardanım. Tanzimat Dönemindeki romanlara teknik açıdan zayıf yaftasını vuranlar, Tanzimat'dan çok sonraki romanlarla Tanzimat romanlarını mukayese ederek bu kanıya varırlar ki bu benim açımdan kabul edilemezdir. Bizim romanı teknik açıdan zayıf kılacak delillerimiz Tanzimat sonrasındayken, romana tekniği zayıf demek ancak kestirip atmaktır ki bu bilgi de lise kitaplarından başka bir yerde bulunmaz. Gel gelelim Ekrem Bey'in en önemli eseri olarak gördüğüm Talim-i Edebiyata. Talim-i Edebiyat, Ekrem Bey'in Mekteb-i Mülkiye'de verdiği derslerin hülasasıdır ki Arab'ın belagatıyla ilk hesaplaşmamız da denebilir. Bunu yanında Talim-i Edebiyata bütünüyle batılı anlamda bir retorik kitap muamelesi yapmak da yanlış olacaktır. Eser edebiyatımızda eski-yeni tartışması olarak bildiğimiz, Naci-Ekrem tartışmasına da zemin hazırlar. Bunun sonucunda Zemzeme-Demdeme atışması meydana gelir ki bunlara girmek istemiyorum çünkü bu tartışmanın özü çok daha derindir. Ancak yine de şunu söylemeliyim, yeniyi temsil eden Ekrem Bey'in ve eskiyi temsil eden Naci Bey'in eserlerini mukayese edersek, aynı hat üzerinde olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu ironik tespit bize gösterir ki fikirler kaleme yansımakta zorlanmış, ancak zihinlerde kalmıştır. Son olarak Ekrem Bey'in şiir anlayışına değinmek istiyorum. Ekrem Bey'in şiiri bütünüyle şahsiyet arz eder. Bunun en büyük sebebi de talihin ondan üç çocuğunu da almış olmasıdır. Bu yüzden Ekrem Bey şiirde tamamı ile acının,kederin ve yakınmanın şairidir. Lakin bu yakınma Hamid Bey'de ki gibi(Abdülhak Hamid Tarhan) imanın kaybolması noktasına gelmez. Ekrem Bey'in defalarca okunmaya değer bir çok şiiri vardır belki. Ancak Ekrem Bey'e büyük bir şair demek büyük şairlere haksızlık olacaktır. Unutulmamalıdır ki Ekrem Bey'in yazarlık gücü şairlik gücünden fazladır.
Ekrem Bey'i bazı eserleri üzerinden kısaca böyle özetledik ki tiyatro alanını bu özete dahil etmedim. Eğer Ekrem Bey'i her eseri üzerinden burada anlatacak olsaydım zaten okunma ihtimalini çok düşük gördüğüm bu yazının bu ihtimali de kaybetmesine sebebiyet verebilirdim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar