bugün

2008 avrupa futbol şampiyonası

bahisçilerin ve futbol otoritelerinin türkiye'ye şans vermediği organizasyon. bunu anlarım. ne de olsa türkiye 2002'den beri büyük turnuvalarda kayıpları oynuyor.

peki türkiye'yi sözümona desteklemesi gereken necip milletimize ne demeli? ne yana dönsek çok bilmiş spor yazarı edasındaki herkes "yapamayız, edemeyiz, kazanamayız, bu çek cumhuriyeti bizim götümüzden kan alır kan!" diyip duruyor.

anlamak mümkün değil. ya kardeşim biraz inanın bu takıma be! biraz güvenin. o kadar mı kötü durumda takımımız hakkaten? bi bakalım:

defansta problem olduğu aşikâr. bi kere yarısı sakat. yine de mevcut topçular arasından seçilebilecek en ideal adamlar. sağda gökhan gönül iyileşsin gerisi problem değil. umarım iyileşir. göbekteki elemanlar yan topları kaçırıyor. ama bu sorun türk futbolunda yeni değil ki, ben kendimi bildim bileli yan toplarda sıçarız zaten. ne yapalım ki, karakteristiğimiz oldu artık bu sorun.

orta sahaya bakıyoruz: almanya'nın en büyüğü, avrupa'nın en büyük 10 takımından biri bayern 'in sağ kanat oyuncusu hamit altıntop var. bu adamı tartışacak mıyız hakkaten? sakatlığı geçecek diyorlar. hadi geçmedi diyelim, gerektiğinde o tarafa monte edilebilecek en az üç adam var: arda, tuncay, gökdeniz, kazım. hadi kazım'ı bi kenara koy, daha kendini kanıtlamadı. ama diğer üçüne kimse tek laf söyleyemez.
solda yine arda, tuncay ikilisi var. bu adamların tekniği, oynadığı oyun ortada. üstelik formdalar. o zaman sorun ne?
ortaya geçelim: emre, yıldıray, aurelio, mehmet topal, ayhan... emre'nin maç eksiği var, tamam. diğerleri çok iyi bir sezon geçirdi takımlarında. aurelio diye bir adam var ki, bende başlı başına bir güven duygusu yaratıyor. e niye karamsar olayım o zaman?

forvete geçelim mi? geçelim... süper lig gol kralı semih var. fransa liginde 20'ye yakın gol atmış mevlüt var. schalke'nin değişmez adamlarından halil var. bir nihat var ki, artık bu adamın ismi yetiyor. kaldı ki gerektiğinde bu bölgeye çekilebilecek tuncay var. ne diyebiliriz ki bu topçulara?

anlamıyorum. bu karamsarlığın, bu çok bilmiş "yapamayız, edemeyiz!" söylemlerini hakkaten anlamıyorum. herhalde şu 16 takım arasında kendi destekçileri tarafından bu kadar yerden yere vurulan başka bir takım yoktur. temennim tıpkı 2002'de olduğu gibi bu takımın başta kendi taraftarları olmak üzere, herkesi şaşırtıp final oynamasıdır. zor mu? elbette çok zor. ama ben inanıyorum. onlara güveniyorum. umarım bu güvenimi boşa çıkarmazlar. haydi koçlarım bea!!!

not: pis gaza geldim yalnız. ilk maça da daha 17 gün var. hmmm en iyisi beşiktaşım'ı düşüneyim. o bende gaz maz bırakmaz şimdi. hepsini alır...