bugün

dost

Hâldaştır. Yol arkadaşıdır. Derdinizi paylaşandır; derdini paylaşan.

Dost böyle olmalıdır da artık ben ne allah'ın belası herifin teki isem bir dert paylaşılmaz benimle. ben hep uzaktan sevilirim ve hep uzaktan sevmeliyimdir, hep uzakta kalmalıyımdır. iki kişi vardı; canımdan daha aziz... ama buraya kadarmış...
adamın dedesi vefat ediyor ve ben bunu günler günler sonra bir mektup grubundan başka bir şeyi ararken tesadüfen öğreniyorum.

yok ulan bundan sonra size hiç bir iyi dilek, bir dua... özlemek yok bundan sonra, sizi üzmemeye gayret etmek yok... ne haliniz varsa görün lan ve benden uzak durun... *

(Düzeltme: özlemek yokmuş da, dua etmek yokmuş; breh breh breh... allahım iki gün mü dayanamaz insan ya, olmuyor ki işte dua etmeden, onların iyiliğini için için istemeden, bu ihtimalle mutlu olmadan; iki gün geçmiyor ki... niye bu kadar düşkünüm ben bu iki vefasıza yaa...)

düzeltme 2:

Dermân arardım derdime
Derdim bana dermân imiş.
Burhân sorardım aslıma
Aslım bana burhân imiş.

Sağım solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyü
Taşralarda arar idim
Ol cân içinde cân imiş.