bugün

ben bu yazıyı öylesine yazdım

istanbul'dan birkaç günlüğüne de olsa uzaklaşmak iyi geldi. Hayatım boyunca ara ara uzaklaştım zaten istanbul'dan. Ama bu sefer can sıkıntısından değil, ihtiyacım olduğu için uzaklaştım. Dinlenmeye, kafamı dinlemeye, boşvermeye, tembellik yapmaya ve az da olsa huzur bulmaya çok ihtiyacım vardı. En azından delirmemek için.

Buranın mis gibi bi havası var. Boğucu bi sıcak da yok. Hatta şu an hava baya serin. Kapalı. Yağmur yağacak gibi. Yağmurla birlikte yüzmek de hoş olacak. Yağmurla birlikte yüzeli üç sene olmuştu en son.

Hep bir hayalim vardı. Adada yaşamak. Ömür boyu olmasa da bi süreliğine en azından. Şehrin, kalabalığın, insanların gürültüdünden uzakta yaşamak. Kumsala uzanıp uyumak saatlerce. Serin sulara kendini bırakmak. Tropikal meyveler yemek. Müzik dinlemek. Evet tıpkı filmlerdeki gibi. işte burası da az çok benziyor o adalara. O yüzden iyi geldi. Delirme sürecimi erteledi. Belki de o süreci bu şekilde yavaş yavaş ertelemekle geçecek hayatım. Ya da kökünden halledeceğim bir gün. Öyle bir şey olacak ki, zihnimi kemiren düşünceler uçup gidecek. Bu Siyah beyaz dünyadaki renkli gökkuşağını, belki ancak o zaman görebileceğim.
güncel Önemli Başlıklar