bugün

buğulu cama yazı yazmak

çoğu kez tek bir kelime yazmaktır; tek bir isim. çocukluktan kalma alışkanlıktır ve ölünceye kadar sürer. önce ilk rol modeli olan kişinin adı ile başlar yazmaya. hayran olduğu ilk insan, benzemek istediği. belki babası, annesi, öğretmeni ya da abisi... ailecek uzun bir yolculuğa çıktıklarında arabanın arka koltuğunda otururken akıp giden manzarayı gördükçe, çabucak büyüdüğünü hayal eder; zamanın da böyle hızlıca geçmesini ve onun yaşına gelmeyi... adını yazar o buğulu cama ve bir gün kendi yerinde başka bir çocuğun olacağını düşünür. hayal dünyasında kaybolmaya başlar bir süre sonra. daima iyilik için mücadele eden kahramanları keşfeder. gerçek hayatta, yanıbaşında olanları unutarak... masumiyetini kaybetmemiştir daha. kirlenmemiştir henüz; ne ruhu ne de bedeni. aynanın karşısına geçer ve okuduğu çizgi romanlarda, izlediği çizgi filmlerde ve beyaz perdedeki o ölümsüz kahramanlara öykünür. onlar gibi insanlık için sonuna kadar savaşan biri olmak ister. başlarda en çok sevdiklerinin ismini, sonralarıysa bir gün başarır da birilerinin kahramanı olursa kendini çağırmalarını istediği ismi yazar, nefesi ile buğulanan aynaya... zamanla büyümeye başlar çocuk. ne o hayranı olduğu kahramanları düşünür artık, ne de kişiliğine şekil veren rol modellerini. hayatı keşfeder. acıyı, hüznü, yalanı, aşkı. ve sanatı... müziğe aşık olur mesela. bir grup keşfeder; ilk dinlediği andan itibaren bütün parçalarıyla beraber hayatında büyük bir kırılma noktası yaratır. kendi yansımasını görür ezgilerinin arasında. tüm o tarifsiz hissiyatlarını, çelişkilerini, anlamlarını ve anlatamadıklarını... ne vakit buğulu bir cam görse, üzerine onun adını yazar. buradaydın; gittiğim her yerde, her an yanımdasın ve belki sen aslında bensin der gibi. seneler geçer ve bedeni toprağın çekimine karşı koyamayacak hale gelir; yüzünde yaşanmışlığın izleri. kaybettiklerini düşünür; kaybedeceklerini, anılarını, yalnızlığını, ve ölümü... yağmurlu günlerde gökyüzüne eşlik ederken, pencerenin buğulanmış camında süzülen damlaların arasında hep aynı kelime vardır artık; kendi ismi, yalnızlığının yanında.