ali şükrü bey

ordumuz kütahya-eskişehir savaşlarında yenilip, sakarya'ya doğru çekilirken, "sorumlusu kimdir? sorumlu kimse ordunun başına geçsin" diyen,

başa geçen atamız, yunanı asker kaçakları sebebiyle güç bela geri attığında, ordumuzda hal, cephane, asker kalmamış olduğu halde "yunan'ı neden izmir'e kadar sürmüyoruz?" diyen,

sakarya savaşı ile büyük taarruz arasındaki bir yıllık süre içinde "efendim türk ordusunun taarruzda kazandığı ne zaman görülmüş? yunanı taarruz ile sürmemiz mümkün değildir. yol yakınken barış isteyelim" diyen,

sakarya savaşı ve büyük taarruz arası dönemde atamızın hastalığından istifade ederek, başkomutanlık ünvanını ve yetkilerini elinden almaya çalışan,

büyük taarruz'dan sonra "ne önemi var ki? izmir'i zaten bize vereceklerdi" diyen,

atamızı elimine etmek için, milletvekili seçilme şartı olarak "şimdiki sınırlarımız dahilinde doğmuş olmak veya sınırlarımız içinde beş yıl oturmuş olmak" şartını eklemeye çalışan

çakallardan biridir.

ne olmuş, nasıl gebermiş hiç ama hiç mühim değildir.